Ekim 2023 Posts

“Türkiye ülke ve millet olarak rüştünü ispat edemedi.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalı İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında “DUALAR HANGİ DİLDENDİR ?” başlığıyla çıkan 3 Rebiülahir 1445 (18 Ekim 2023) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/ IsmetOzel?Id=197&/Katld=7) sonuna yakın bir cümlesinin alıntı olarak başlığını teşkil ettiği bu yazı, o yazının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan oluşacak.

“Çocukluğumda ‘Dualar hangi dildendir?’ suali, ifadenin cazibesine rağmen beni tedirgin ederdi. Zira bir dinin diğer bir dine geçerlilik alanı açmasından rahatsız olurdum. Şu anda bir tedirginlik duymuyorum. Duyduğum bir huzursuzluktur. (…)”

İsrail ve ABD ile Gazze üzerine düşünceler

 

Olup bitenler elbette üzücü ve İsrail’e de ABD’ye de öfke duymamıza, beddua etmemize elverişli. Ancak olabildiğince soğukkanlı ve mümkün mertebe olup bitenleri düşünme kabiliyeti olanların yazdıklarını, söylediklerini okuyarak, dinleyerek bir duruş ve bakış sahibi olmak gerekiyor. Siyasetçilerimizin de, düşünürlerimizin de, askerlerimizin de, istihbaratçılarımızın da çok sorumlu olduklarını düşündüğüm günlerdeyiz.

Elbette olup bitenler üzücü, duygusal öfkeyi ve kızgınlığı körükleyici olaylar ve gelişmeler.

Ancak vatandaşlar olarak bizleri bu gelişmeler genellikle ve kolayca kızdırıyor, beddua etmemize yol açıyor. Aklımız, vicdanımız kabul etmiyor olup bitenleri.

Ancak soğukkanlılığımızı muhafaza ederek, düşündürücü açıklamalara ilgi duymamız gerektiğine; kızgınlığın, haksızlığa karşı öfke ve kin duymanın faydasızlığına akıl erdirmenin gerektiği günlerdeyiz.

Üç günlük millî yas ilan edilmesi yerinde bir karar. Bu çerçevede yapılan açıklamalar ve gelişmelerin gerektirdiği tedbirlerin alınacağının belirtilmesi, üzücü olayların son bulması için tahriklerin devam etmemesi, tahriklere kapılmanın son derecede yanlış ve faydasız olacağının bilinmesinin önemi vurgulanmalı.

ABD ve İsrail birlikteliği (dayanışması) mazlum Gazze halkı karşısında âşikâr iken, 500’den fazla kişinin ölümüne sebep olan hastane bombalanması ortada dururken, Beyazıt Karataş’ın açıklıkla belirttiği gibi, ABD’nin bazı eyaletlerinde İsrail’in yanında olmanın, hiçbir durumda İsrail’e karşı tavır almamanın yasalarla güvence altına alınmış olması ABD-İsrail birlikteliğinin âşikâr olduğunu gösterir. Joe Biden’ın İsrail’e tam da hastane bombalanması ertesi gelmesi ve kendi ülkelerinin 11 Eylül hadisesi üzerine yaptıkları ile İsrail’in hastane bombalaması olayını benzeştirerek böyle yapılmasının ABD ve İsrail düşmanlarının işine geldiğini, böylesi yanlışlıkların yapılmaması gerektiğine vurgu yaptığı belirtiliyor. Beyazıt Karataş, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın ve Türkiye’nin bu gibi durumlarda bazı söylemlerini bırakması; ABD’nin, İsrail’in ve Rusya’nın işine gelen söylemlerden uzak durması gerektiğine vurgu yapıyor.

Kısacası tuzaklarla dolu uluslararası ilişkiler sözkonusu dünyada. Yine Beyazıt Karataş’ın kendinden emin bir şekilde belirttiğine göre İsrail’in hava kuvvetlerinin kullandığı mühimmatın yüzde doksanbeşi’nin ABD’de üretildiği kesin. İsrail’in sivillere karşı ABD’nin ürettiği mühimmatla savaştığını söylüyor Karataş. O’nun söyledikleri düşündürücü ve uyarıcı. Keşke kitabı olsa da okusam.

“Fusûsu’l-Hikem’e Önsöz”den alıntılar

 

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile başlarım. Her ne kadar ümmetlerin ihtilâfından dolayı dinler ve mezhebler muhtelif ise de, hikmetleri, müstakîm olan yolun birliği ile en önceki makamdan kelimeleri kalblerin üzerine inzâl eden Allah’a hamd olsun.”

Yani nimet rahmeti ile bi’l-cümle şeylere varlık veren ve zorunlu rahmet ile bazı kullarına tecellî etmiş olan kemâlâtın tümünün sâhibi bulunan Allâhü zü’l-celâl hazretlerinin şerefli ismiyle bu Fusûsu’l-Hikem’i yazmaya başlarım demek olur. “Nimet rahmeti” ile “zorunlu rahmet”in ayrıntısı Süleymânî Fass’da gelecektir.”

“Şeyh-i Ekber (En büyük Şeyh/ Muhyiddin İbnu’l- Arabî)) (r.a.) bir hadîs-i şerîf ‘e tâbi olarak kitaba besmele-i şerîfe ile başladıktan sonra, hamd ü senâ kemâlâta ait olduğu ve oysa tüm kemâlat (olgunluk) Allahü zül-Celâl hazretlerine özgü bulunduğundan besmele-i şerîfeden sonra hamd’i zikr etti ki, hamd’ın tumu Allah’a özgüdür demek olur. Ve hamdde üç vecih (yön) vardır :

Bütün dünya biliyor bu katliamı İsrail’in yaptığını ama o biz yapmadık diyor; bu alçaklığı da gösteriyor.

 

Ve bu meş’ûm (uğursuz) olaylar bize gösteriyor ki, İsrail-ABD yoldaşlığı böyle olayların zuhuruna potansiyel olarak gebedir; hem İsrail için hem ABD için, utanacak yüzleri varsa, ki olması mumkün değil, dün geceki Hastane katliamı hiç unutulmayacak. Yüzsüz, utanmaz ülkeler, İsrail ve ABD… Bir de bu saldırıyı İsrail kendisinin yaptığını utanmadan inkâr ediyor; Alçak Biden “İsrail’in yanındayım” demeyi sürdürüyor. ABD, Avrupa ülkelerinin çoğu, Rusya İsrail’den yana. Fetöcüler de dolayısıyla o cephede. İsrail’in ABD desteğiyle Flistin’i haritadan silme amacı ilk aşamasını böylece gerçekleştirdi.

Alçak Biden bu meş’ûm olaya rağmen İsrail’e seyahatini ertelemedi, İsrail’e geldi ve 3300 Filistinli’nin ölümüyle sonuçlanan dün geceki katliamda kendisinin ve Netenyahu’nun rolünü hiç sözkonusu etmeden, hiçbir şey olmamış gibi boy gösterdi yoldaşı kâtil Netenyahu ile. Hâla İsrail “Gazze’yi boşaltın” çağrısı yapıyor Filistinlilere utanma yeteneği olmayan yüzleriyle. Kahrolsunlar!

Yeni bir haber: İSRAİL EKMEK FIRININI BOMBALADI; FIRIN YÜZBİN KİŞİYE HİZMET VERİYORDU.

Katliamın sabahı İsrail’in en yakın dostu ABD Başkanı Biden seyahatini gerçekleştirdi ve Netenyahu ile kucaklaştı.

İsrail Gazze’de Hastane vurdu: en az 500 insan can verdi

 

ABD-İsrail ittifakı soy-kırım suçu işledi. Hem de hastane vurarak. İsrail, ABD’den gördüğü destekle Gazze’de el-Ahli Hastanesı’ni vurdu. Bu eylemiyle İsrail, ABD’nin desteğinden güç alarak bu savaş ve soykırım suçunu işledi. Bilindiği gibi ABD Dışişleri Bakanı Blinken birkaç gün önce İsrail’e gelmiş ve onlara kendisinin de Yahudi olduğunu söylemişti. J.Biden’ın da yarın İsrail’e geleceği açıklanmıştı (bu olay üzerine ziyaretini iptal edip etmemesi önemli değil). ABD İsrail’in dostudur.

Hastane vurmak ne demek!? İsrail ve ABD ittifakı yapabilir ancak bunu. Bebeklerin, çocukların, genç-yaşlı hastaların, orada görevli doktorların, hastabakıcıların, diğer görevlilerin ölmesine, sakat kalmasına yol açan bu dehşetli girişimde bulunabilmek gözü dönmüş insanların veya öyle insanlardan oluşan toplumların / devletlerin işi olabilir ancak. Bu korkunç olay ABD-İsrail dostluğunun insanlık için nasıl bir tehlike potansiyeli taşıdığının göstergesidir. Kahrolsun İsrail, kahrolsun ABD!

Bu gece bu meş’ûm olay vuku buldu maalesef. Hem de ABD’nin dostu olan İsrail becerdi bu korkunç işi. Beddua etmeyelim de ne yapalım! Allah kahredecektir insanlığa karşı işlenmiş bu suçun faillerini ve destekçilerini. Bu korkunç eylemin en büyük cezası da elbette Allah’ın cezası olacaktır.