Olup bitenler elbette üzücü ve İsrail’e de ABD’ye de öfke duymamıza, beddua etmemize elverişli. Ancak olabildiğince soğukkanlı ve mümkün mertebe olup bitenleri düşünme kabiliyeti olanların yazdıklarını, söylediklerini okuyarak, dinleyerek bir duruş ve bakış sahibi olmak gerekiyor. Siyasetçilerimizin de, düşünürlerimizin de, askerlerimizin de, istihbaratçılarımızın da çok sorumlu olduklarını düşündüğüm günlerdeyiz.
Elbette olup bitenler üzücü, duygusal öfkeyi ve kızgınlığı körükleyici olaylar ve gelişmeler.
Ancak vatandaşlar olarak bizleri bu gelişmeler genellikle ve kolayca kızdırıyor, beddua etmemize yol açıyor. Aklımız, vicdanımız kabul etmiyor olup bitenleri.
Ancak soğukkanlılığımızı muhafaza ederek, düşündürücü açıklamalara ilgi duymamız gerektiğine; kızgınlığın, haksızlığa karşı öfke ve kin duymanın faydasızlığına akıl erdirmenin gerektiği günlerdeyiz.
Üç günlük millî yas ilan edilmesi yerinde bir karar. Bu çerçevede yapılan açıklamalar ve gelişmelerin gerektirdiği tedbirlerin alınacağının belirtilmesi, üzücü olayların son bulması için tahriklerin devam etmemesi, tahriklere kapılmanın son derecede yanlış ve faydasız olacağının bilinmesinin önemi vurgulanmalı.
ABD ve İsrail birlikteliği (dayanışması) mazlum Gazze halkı karşısında âşikâr iken, 500’den fazla kişinin ölümüne sebep olan hastane bombalanması ortada dururken, Beyazıt Karataş’ın açıklıkla belirttiği gibi, ABD’nin bazı eyaletlerinde İsrail’in yanında olmanın, hiçbir durumda İsrail’e karşı tavır almamanın yasalarla güvence altına alınmış olması ABD-İsrail birlikteliğinin âşikâr olduğunu gösterir. Joe Biden’ın İsrail’e tam da hastane bombalanması ertesi gelmesi ve kendi ülkelerinin 11 Eylül hadisesi üzerine yaptıkları ile İsrail’in hastane bombalaması olayını benzeştirerek böyle yapılmasının ABD ve İsrail düşmanlarının işine geldiğini, böylesi yanlışlıkların yapılmaması gerektiğine vurgu yaptığı belirtiliyor. Beyazıt Karataş, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın ve Türkiye’nin bu gibi durumlarda bazı söylemlerini bırakması; ABD’nin, İsrail’in ve Rusya’nın işine gelen söylemlerden uzak durması gerektiğine vurgu yapıyor.
Kısacası tuzaklarla dolu uluslararası ilişkiler sözkonusu dünyada. Yine Beyazıt Karataş’ın kendinden emin bir şekilde belirttiğine göre İsrail’in hava kuvvetlerinin kullandığı mühimmatın yüzde doksanbeşi’nin ABD’de üretildiği kesin. İsrail’in sivillere karşı ABD’nin ürettiği mühimmatla savaştığını söylüyor Karataş. O’nun söyledikleri düşündürücü ve uyarıcı. Keşke kitabı olsa da okusam.