Aralık 2023 Posts

“Dünya sistemi ilk şeklini koruyor. Küreselleşme yapıyı örselemedi.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalı İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında KİME ÇALIŞIYORSUN? KİMİ ÇALIŞTIRIYORSUN? başlığıyla çıkan 23 Cemaziyelevvel 1445 (6 Aralık 2023) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/ IsmetOzel?İd=203&/Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının son bölümünden birbirini tamamlayan iki cümle alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.

“Henüz modern çalışma şartları dünya piyasasına hâkim olmamışken Avrupa’nın orta kısmında yaşayan insanlar ellerinden temiz iş çıkarmakla bilinir olmuşlardı. 1871 Hıristiyan yılını takip eden zaman içinde onlara iki imparatorluğun gölgesinde Almanlar dedik. (…) Almanlar halen ürettiklerinin kalitece üstün oluşu konusunda hassastırlar ve bu yolda uğradıkları zarara ehemmiyet vermezler.”

“Dînî Kozmolojinin inşâsı ve felsefî yorumu”

 

Ömer Türker‘in “Evrim Risalesi / İslâm Düşünce Geleneğinden Hareketle Bir Değerlendirme” isimli kitabından Dînî Kozmolojinin İnşası ve Felsefî Yorumu diye ikincisi ilkini izleyen iki başlık altındaki yazıları yapacağım alıntılamalardan oluşacak yazının tek başlığı olarak bu yazımın başlığı yaptım.

“Geçen yazıda Taberî‘nin genel olarak yaratılış sürecine ve evrenin tarihine ilişkin anlatısını özetlemiştik. Bu yazıda yaratılışın sıralamasına dair anlatısını özetleyerek onun âlem tasavvurunu ortaya koyacağız.

Taberî yaratılışın başlangıcı ve sıralaması hakkında oldukça ayrıntılı bir açıklama verir ve birbirinden farklı görüşleri ifade eden rivayetleri sıralar, sonra da kendi usulüne göre sahih olanı veya daha sahih olanı tercih eder. Burada sadece onun tercih ettiği görüşlerin oluşturduğu bütünlük sunulacaktır.

Siyaset ortamında muhalefet partilerinin güncel genel başkanlarının tavırları hakkında izlenimim

 

CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının konuşmalarında en dikkat çekici özellik, mikrofon olduğu halde çok yüksek bir ses tonu ile konuşmaları, ellerini-kollarını çok fazla kullanmaları, konuşacakları kürsüye çok hızlı yürüyerek gelmeleridir. CHP’nin şimdiki genel başkanından önceki genel başkanı ile İBB Başkanı bir arada olduklarında, özellikle E. İmamoğlu ona dikkat çekici şekilde ilgi gösterirdi. Şimdiki genel başkanla öylesi fazla bir münasebeti yok gibi görünüyor.

İyi Parti Genel Başkanı’nın da hızlı yürümesi ve elini-kolunu fazla kullanması, kızgınlık yansıtır özellikte konuşma tarzı dikkat çekiyor.

Daha sâkin olmaları naçizane tavsiye olunur.

Esasta önemli olan konuşmalarına iyi hazırlanmalarıdır. Ne söyledikleri önemlidir. Bu imkânı, iş işten geçmeden iyi değerlendirmeliler.

“Kişinin kalbi malının bulunduğu yerdedir.”(Hz.İsa)

 

Fütûhât-ı Mekkiyye (Yazarı: Muhyiddin İbn Arabî, 10. Cild, Çeviri: Ekrem Demirli, Litera Yayıncılık, 2008). İKİ YÜZ SEKSEN BİRİNCİ BÖLÜM’den alıntılar:

İkindi namazının yok bir benzeri / Çünkü sevgiliyle tam bir kavuşmadır o

Devri olan bir işin ortası o. Garip bir iş üzerinde gerçekleşendir o

Devrin gördüğün bir ortası yoktur. Akllının bilgisinde iki ucu da yok

Onda durum nasıl, canım sana feda olsun! Kul garip bir bilgiye tahsis edilmiş

FÜTÛHÂT-MEKKİYYE (Müellifi: Muhyiddin İbn Arabî, Çeviri: Ekrem Demirli; Litera Yayıncılık, 2008) cilt 10’dan, İki Yüz Seksen Birinci Bölüm’den yapacağım alıntılamalar (ilk alıntı da bu bölümün metninde ikinci cümle olup bu yazının başlığını teşkil etmekte) bu yazıyı oluşturacak.

“Muhammedî Hakîkat bi’l-cümle taayyünâtın ilkidir”

 

FUSÛSU’L-HİKEM Tercüme ve Şerhi-IV’den (Tercüme ve Şerh: AHMED AVNİ KONUK, Yayına Hazırlayanlar: Prof.Dr. MUSTAFA TAHRALI- Dr. SELÇUK ERAYDIN, İFAV, 6.Baskı, İstanbul 2017) MUHAMMEDÎ KELİMEDE içkin “FERDÎ HİKMET” beyânında olan Fass’dan yapacağım bazı alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak.

“Ferdî hikmet”in Muhammedî kelimeye tahsîsindeki sebep, bu yazının başlığını alıntı olarak teşkil eden ifadede yansımaktadır. Ayrıca Muhammedî hakikat mevcûdâtın tümünün ilâhî ilimde sâbit olan sûretlerini ve hakikatlerini içine alır. Onun üzerinde hiçbir isim, sıfat ve na’t (vasıflandırma) ile nitelenmiş, imlenmiş ve methedilmiş olmayan “sırf zât” vardır ki, taayyünâtın tumünden münezzehdir. Zira ahadî zât, zâtlığı hasebiyle tecellîden müstağnîdir. (…) Onun tecellîsi ancak onda potansiyel olarak mevcut olan sıfatlar ve isimler gereğidir. Fazedelim ki ahadiyyet zâtında içkin ve potansiyel olarak mevcut sıfatlar ve isimler bulunmasa, zât zâtlığı üzere kalır ve ondan ebeden tecellî vâki olmaz idi. Fakat onda potansiyel olarak sıfatlar ve isimler sonsuz olarak bulunduğundan ve bunlar istidâd lisanlarıyla zuhûr talep ettiklerinden, sırf zât, belirmesizlik (lâ-taayyün) mertebesinden ilim mertebesine inerek, o sonsuz sıfatlar ve isimlerin sûretleri Hak ilminde belirmiş ve herbirisinin hakikati birbirinden seçkin oldu. Bu mertebeye vâhidiyet mertebesi, sıfatlar ve isimler ve muhammedî Hakîkat mertebesi derler. Ahadiyyet mertebesiyle arasındaki fark, ancak belirmesizlik ile belirmeden ibarettir. (…) Şu halde Sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin hakikati belirmelerin tümünün ilki olmak itibarıyla varlıkta vâhid (tek) ve ferddir. Ve yine bi’l-cümle belirmeleri ihata etmiş olmak itibariyle de tümellikle sıfatlanmıştır. Nitekim Feridüddîn Attâr (k.s.) Bî-ser-nâme‘lerinde bu makama işareten buyururlar. Beyt tercüme: “Ey iş adamı, Hakk sırrını sana açıkça söyleyeyim ki, bu taayyün (belirme) âleminde Ahad, Ahmed’dir, taayyün mim’ini kaldır, Ahmed Ahad olur. İşte ‘Allâhü’s-Samed’in manâsını anla!”