“Bir Âlim Kendi Hal Tercümesini Nasıl Yazar?”
Başlık olarak tırnak arası alıntıladığım bu soru cümlesi İsmail Kara tarafından hazırlanan ve yayınlanan “Rize Müftülerinden Yusuf Karali Hoca” adlı kitabın (Dergâh Yayınları, Anadolu Kitaplığı, ISBN: 978-975-995-179-5, 2.Baskı: Mayıs 2012) bir bölümünün ara başlığı (s.21).
Bu başlık altında yer alan, bizzat Yusuf Hoca’nın kaleme almış olduğu belirtilen hal tercümesinin (bu terkip/tamlama karşılığı olarak şimdilerde ‘biyografi’ kullanılıyor) ilk birkaç satırını alıntılarsam belki merak duyup böylesi kitapları okuyacaklar çıkabilir.
“Âcizleri 1302 [1886] tevellütlüyüm. Rize’de doğdum. Sarf ve nahiv tahsilini orada gördüm. Fatih [Medresesi’n]de tahsile devam edip güya ikmâl-i tahsil ederek [23 Temmuz] 1327 tarihinde ruûs imtihanına girdim. Min-gayri liyâkatin tesadüf eseri olarak muvaffak oldum. Aynı senede Fatih’te müzakereye [ders vermeye] başladım. Üç yıl devam eden müzakerede dersimiz Kâfiye‘den ‘mecrûrât’ bahsine gellince I. Cihan Harbi çıktı. Askere sevk olunduk. O suretle müzakereden mahrum kaldık. Bu imtihandan evvel Medresetü’l-Kudat ve Hamidiye Medresesi imtihanlarına da girmiş ve tesadüfen her ikisinde de muvaffak olmuştum. (…)” (s.21-22)
No Comments