İbn Arabî’nin Tedbîrât-İlâhiyye Tercüme Ve Şerhi’nden(Ahmed Avni Konuk; Yayına Hazırlayan:Prof.Dr. Mustafa Tahralı; İz Yayıncılık) alıntılar
İnsanın ma’nâsı sûretine bağlı olduktan sonra elestü birabbiküm / Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (A’râf, 7/172 hitâbıyla onun ma’nâsına ve ruhuna iktidar mertebesinden tecelli eyledi. Zîrâ Rab muktedir ve kendisine muhtaç olunandır. Ve kul âciz ve muhtaçdır. Bu kudreti müdrik olunca onun muvâcehesinde mağlûb oldu; ve içine heybet ateşi düştü. Ondan kurtulmak için acele koştu. Fakat ‘O gün insan kaçacak yer neresi! diyecektir‘(Kıyâmet, 75/10) İlahî kudret’in kabzasından kaçıp kurtulacak bir melce olmadığından, Hak Teâlâ hazretleri bir hadîs-i şerifte işaret buyrulduğu üzere onun izafî güçlerini hakiki güçlere kattı. Ve onun izafî ve mevhum olan zahirî ve batınî güçlerini bu suretle kahr eyledi. Ve bu kahr esnasında şuuru olmaksızın onu yeşil denize bir daldırış daldırdı. ‘Yeşil Deniz’den murad ‘rûhî mertebe’dir. Zira ‘lâ ilahe İllallah’ gayrilik nefyi (olumsuzlama), ve ‘Muhammedü’r-resûlullah’ gayrilik isbâtıdır. Ve mutlak vücûdun gayrilik nisbetiyle zuhuru ruhî mertebeden başlar. Ve varlık arşının istikrârı bu iki nûranî satır ile vaki olmuştur. ‘Lâ ilâhe İllallah’ satırı beyaz nûr, ve Muhamedü’r-resûlullah’ satırı yeşil nûrdur. (…)”
No Comments