Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden (Tercüme: Tâhirü’l-Mevlevî, Yayına Hazırlayan: Recep Kibar, Kırkambar Kitaplığı, 5. Basım: 2013) alıntılar
“Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübarek olan insân-kamil; hemen sen var ol!..” (c.I, s.9)
“O dilenci suratlı, görmemiş adamların hırsı yüzünden kendilerine o ilahî rahmet kapısı kapandı.” (c.I, s.12)
“Bütün âlem bu nefs kıyâsı sebebiyle sapıttı. Ebdâl-i ilâhîden, yani Allah’ın seçkin kullarından pek az kimse haberdâr olabildi.” (c.I, s.19)
“Madem ki insan yüzlü birçok şeytan vardır; o halde her ele el vermek yani intisâb ve bîat etmek caiz değildir.” (c.I, s.21)
“O kâmil insanın eteğini geciktirmeksizin yakala ki, âhir zaman fitnelerinden kurtulasın.” (c.I, s.26)
“Eğer vücud dediğimiz kör ve idraksiz olmasaydı, hakiki varlık güneşinin hararetini hisseder ve o hararetle erirdi.” (c.I, s.30)
“Nihayet her ağlamanın sonu gülmektir. Dolayısıyla âkıbeti gören, mübarek bir kuldur.” (c.I, s.41)
“Eğer rüzgârın canı Hakk’a vakıf olmasaydı Âd kavmini ve Hûd aleyhisselâm’ın ümmetini nasıl farkederdi?” (c.I, s.42)
“İnsan hilelidir, çare bulmaya çalışır. Halbuki hilesi kendisine tuzak olur. Ruhu ve hayatı sandığı kimse can düşmanı çıkar.” (c.I, s.45)
“Kimden kaçacağız, kendimizden mi? Ne kadar muhal! Kimden kaçacağız, Hak’tan mı? Ne kadar vebal.” (c.I, s.47)
“Eğer Âdem evlâdı sûretle insan olaydı, Hz. Ahmed a.s. efendimizle Ebu Cehil bir olurdu.” (c.I, s.49)
“Hakîm (hikmet sahibi) olan bir manevî zâttan hikmet talebinde bulun ki, feyzi ile sen de keskin görüşlü ve alîm (çok bilen) olasın.” (c.I, s.51)
No Comments