“Sadreddin Konevî’de Bilgi ve Varlık”dan (Ekrem Demirli,Kapı Yayınları, Sadreddin Konevî Kitaplığı, 1.Basım: 2015) alıntılar
“Konevî’nin etkisi, öncelikle teorik tasavvuf‘ta bir yazı dilinin ve üslûbunun gelişiminde kendisini gösterir. Başta ilk Fusûsu’l-Hikem şârihi Müeyyidüddin Cendî, İbnü’l-Fârız’ın kasidesinin şârihi Saîdüddin Fergânî, İbnü’l-Arabî ve İbnü’l Fârız şârihi Davud Kayserî, Sadreddin Konevî şârihi Molla Fenârî, Kutbuddin İznikî, Ahmed İlâhî, Abdullah İlâhî, Şeyh Bedreddin Simavî, Atpazarî Osman Fazlı İlâhî, İsmail Hakkı Bursevî, Abdurrahman Câmî, Abdülganî Nablusî gibi pek çok sûfînin eserlerinde meselelerin serdediliş tarzı ve üslûbu Konevî’nin üslûbuna çok şey borçludur. (…)” (s. 25)
“Konevî’nin en önemli eseri Miftâhü’l-Gaybi’l-Cem ve’l Vücûd (Tasavvuf Metafiziği) isimli kitabıdır. Bu eser, konusu Tanrı’nın varlığı, meselesi ise ‘Tanrı’nın âlemle ve âlemin Tanrı ile irtibat ve ilişkisi’ olan bir metafizik kitabıdır. Diğer bir eseri Konevî’nin vâridât‘ı olarak görebileceğimiz kitabıdır. Eserde Konevî bir yandan kendi ruhsal gelişimini ve manevî tecrübelerini açıklayan ifadelere yer verirken öte yandan Miftâhü’l-gayb‘da ortaya konulan ana fikri ilham ve keşifleriyle destekleyen açıklamalarda bulunur. Ayrıca bu eser Konevî’nin gerek kendi hayatı ve gerekse İbnü’l-Arabî le ilişkisi hakkında en fazla bilginin bulunduğu eseridir. (…) Doğrusu başka hiçbir eseri olmasaydı bile sadece Miftâhü’l-gayb‘dan hareketle Konevî’nin düşüncelerini tespit etmek ve onun düşünce tarihimizdeki yerini ve konumunu belirlemek mümkün olabilirdi.” (s. 27)
En-Nefehâtü’l-İlâhiyye (İlahî Nefhalar)
“Yine Konevî’nin vâridât‘ı olarak görebileceğimiz bir eseridir. Eserde Konevî bir yandan kendi ruhsal gelişimini ve manevî tecrübelerini açıklayan ifadelere yer verirken öte yandan Miftâhü’l-gayb‘da ortaya konulan ana fikri ilham ve keşifleriyle destekleyen açıklamalarda bulunur. Ayrıca bu eser Konevî’nin gerek kendi hayatı ve gerekse İbnü’l-Arabî ile ilişkisi hakkında en fazla bilginin bulunduğu eseridir.” (s. 27)
El-Fükûk fî esrârı müstenidâti hikemi’l-Füsûs (Fusûsu’l-Hikem’in Sırları) “İbnü’l-Arabî’nin Fusûsu’l-Hikem‘i üzerine yazılmış kısa fakat önemli bir şerhtir.”(s. 28)
el-Mürâselât beyne Sadreddin Konevî veNasireddin Tûsî (Yazışmalar ya da Mektuplaşmalar).
“Konevî ve Nasireddin Tûsî arasında çeşitli metafizik bahisler üzerine mektuplaşmalardan oluşan bir eseridir. Konevî özellikle İbn Sînâ felsefesi olmak üzere, filozofların çeşitli meselelerdeki görüşlerine eleştiriler yöneltir ve buradan hareketle felsefenin ve aklın imkânlarını tartışır.” (s. 28)
en-Nusûs fi tahkiki tavri’l-mahsûs (Vahdet-i Vücûd ve Esasları
“Konevî’nin hacim bakımından küçük olmakla birlikte üzerine yazılan şerhlerin de gösterdiği gibi etkili eserlerinden birisidir. Bu eserde ‘nas’ diye isimlendirdiği her bir bahisde ‘varlık’ ile ilgili çeşitli konuları ele alır.” (s. 28)
Şerhu’l-Erbaine Hadis (Kırk Hadis Şerhi). “Konevî bu kitabı yazmasının nedenini ‘Ümmetimden kırk hadis ezberleyen kimse fakih olarak haşredilir hadisine göre, kırk hadis derleyen âlimlerin âdetine uymak olduğunu belirtir. Bununla birlikte kitabında yirmi sekiz hadise yer vermiştir.” (s. 28)
Şerh-i Esmâillâhi’l-Hüsnâ (Esmâ-i Hüsnâ Şerhi) “Allah’ın isimlerinin anlam ve açıklamalarını içeren önemli bir şerhtir.” (s. 28)
Tebsıratü’l-mübtedî ve Tezkiretü’l-müntehî (Marifet Yolcusuna Kılavuz). “Farsça bir risaledir. Risalenin içeriği girişte şöyle açıklanır: ‘Bu risâle usûl-i maarif ve kavâid-i tavr-ı velâyet beyanında birkaç kelimeden ibarettir ki perde-i gaybdan cilvenümâ ve hurûf ve elfaz kisvesiyle peydâ olmuştur. Ta ki ârif kimselere ‘tezkire’ olarak mütalaasında, tâliplere istirşâd tarikiyle zapt ve hıfzından menfaat bahş ola!’ “(s. 29)
İ’câzü’l-beyân fi-te’vîli ümmi’l-Kur’ân (Fatiha Suresi Tefsiri)
“İ’cazü’l-beyân Konevî’nin en hacimli eseridir. Bu yönüyle eser, Konevî’nin bütün eserlerinde ele almış olduğu belli başlı konulara dair fikirlerini içermektedir. Eser iki ana bölümden meydana gelmektedir. ‘Giriş’ biçimindeki birinci kısımda Konevî genel olarak eseri yazmasının nedenini , eserinin içeriğini oluşturan konuları ve derindeki üslûbu hakkında bilgiler verirken, ardından bilgi görüşünü ortaya koyan çok önemli meseleleri ele alır. Bu bağlamda Konevî hakikate ulaşmada temelde iki yöntem bulunduğunu belirtir: İlki nazarî deliller ve kıyaslardan hareketle gerçeğe ulaşma çabasıdır ki bunu burhan yolu diye isimlendirir. İkinci yöntem ise kalbin arındırılması, ruhun güçlendirilmesi ile Hakk’a sülûk etmekten ibaret olan sûfîlerin kullandıkları yöntemdir. Bunu Konevî müşahede yolu diye isimlendirir. (…) Eserin ikinci kısmı ise Fatiha Sûresi’nin yorumlanmasıyla ilgilidir. (…) Konevî Fatiha sûresini üç kısımda mütalaa eder ki, bu taksim bir hadîs-i kudsi’ye dayanmaktadır. Bu hadise göre namaz sûresi olan Fatiha Hakk’a ait bölüm, kula ait bölüm ve hem Hakk’a hem de kula ait bölümler olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. (…)” (s. 29-30)
No Comments