Şuarâ Sûresi’nden manâlarıyla bazı âyetler
“(Resûlüm!) İman etmeyecekler diye neredeyse kendini yiyip bitireceksin.” (26/3)
“Firavun dedi ki: ‘Âlemlerin Rabbi de nedir?’ ” (26/ 23)
” (Musa:) ‘Göklerin, yerin ve bunlar arasındaki şeylerin Rabbidir, eğer kesin olarak gerçeği bilen kimseler iseniz.’ dedi.” (26/ 24)
” (Musa: ‘O) sizin de Rabbiniz, evvelki atalarınızın da Rabbidir.’ dedi.” (26/26)
“(Firavun:) ‘Andolsun ki, benden başka bir ilah edinirsen, kesinlikle seni zindana atılanlar arasına koyarım.’ dedi.” (26/ 29)
“(Musa:) ‘Sana apaçık bir şey (bir delil) getirsem de mi?’ dedi.” (26/30)
“Sihirbazlar (oraya) gelince Firavun’a: ‘Eğer üstün gelenler biz olursak bize mutlaka bir mükâfat var, değil mi?’ dediler.” (26/41)
” ‘Evet, hem o takdirde siz kesinlikle (bana en) yakın (olan)lardan (sayılacak)sınız.’ dedi.” (26/42)
“Musa onlara: ‘Atın atacağınız ne varsa!’ dedi.” (26/43)
” (Onlar da) iplerini ve sopalarını attılar ve ‘Firavun’un İzzet ve azameti adına, üstün gelenler kesinlikle biziz, biz!’ dediler.” (26/44)
“Musa da âsâsını bıraktı. Bir de (gördüler ki) o, uydurdukları şeyleri yutuyor.” (26/45)
“Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar: ‘İman ettik âlemlerin Rabbine; Musa ve Harun’un Rabbine’ dediler.”(26/46-47-48)
” (Firavun:) ‘Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Elbet o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ama yakında (size ne yapacağımı) öğreneceksiniz. (‘Yemin ederim ki,) kesinlikle ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizin hepinizi asacağım.’ dedi.” (26/49)
“Dediler ki: ‘Zararı yok, zâten biz Rabbimize döneceğiz.’ ” (26/50)
“Biz (senin kavminden O’na) inananların ilki olduğumuzdan, Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umarız.” (26/51)
“Musa’ya: ‘Mü’min kullarımı geceleyin (yola çıkarıp) yürüt. Çünkü siz takip edileceksiniz’ diye vahyettik.” (26/52)
“Biz de onları (yani Firavun ve yandaşlarını, Mısır’daki) bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve güzel/şerefli makam(lar)dan çıkardık. İşte böylece İsrailoğullarını da (bütün) bunlara mirasçı yaptık. (Firavun ve yandaşları) güneş doğarken (Musa ve ashabını yakalamak için) onların peşine düştüler. (26/57-58-59-60)
“İki topluluk (yaklaşıp) bibirini görünce, Musa’nın adamları ‘Biz kesinlikle yakalandık’ dediler.” (26/61)
” (Musa:) ‘Hayır! Rabbim benimle beraberdir, bana kurtuluş yolunu gösterecektir.’ dedi.” (26/62) (…)
“Musa’yı ve beraberindeki kimseleri toptan (açılan denizi geçirip) kurtardık.” (26/65)
“Sonra ötekileri (denizin kapanmasıyla suda) boğduk.” (26/66)
“Doğrusu bunda (kudretimizi gösteren) bir ibret vardır. (Buna rağmen) yine de çokları iman etmediler.” (26/67)
No Comments