“Türkiye kravatlı bir Afganistandır!”

 

A.M.Celâl Şengör’ün “BİLGİYLE SOHBET Popüler Bilim Yazıları” (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı derlemesi kitap olarak çıkınca, Gamze Akdemir Cumhuriyet Kitap Eki’nde (09 /05/ 2014) kendisiyle konuşmuş. O konuşmanın başlığını bu yazıya da başlık yaptım. Baştan belirteyim: Celâl Şengör’ü yaklaşık on yıl öncesine kadar ilgiyle ve merakla izlerdim. Bazı görüşlerine katılmasam da dünya çapında önemli bir bilim insanı olmasını gözönüne alarak Cumhuriyet Bilim Teknik(Teknoloji) Eki’nde çıkan yazılarının ve yayınlanan kitaplarının sıkı bir tâkipçisiydim. On yıldır kendisine dönük merakımın ve ilgimin bir hayli azalmasına, bazı konulardaki yaklaşım ve görüşlerini ‘uçuk’, ‘zırva’, ‘saçma’ diyebileceğim kadar kabul edilemez buluşum sebep oldu. Bu yeni kitabının yayınlandığını yeni öğrendim mesela. Ama bu kitap üzerine kendisiyle yapılmış bu söyleşiyi okuduğumda belli bazı konularda yaklaşım ve fikirlerinde bir değişme olmadığını, aynı minval üzere heyecanını korur biçimde yoluna devam ettiğini görüyorum. Bu yazımı onun bu söyleşide dediklerinden yapacağım bazı alıntılar oluşturacak. Bunların içinde haklı bulduklarım da var ama katılmadığım, zırva bulduklarım da var. Alıntıladığım cümleleri için, en kısa biçimde katılıp katılmadığımı, zırva buluyorsam bunu belirteceğim.
Başlıyorum.

(-Anadolu sizin için nasıl bir referans kaynağı? sorusuna verdiği cevaptan:) (…) “Baştan beri pek çok kültürün, insan grubunun kaynaştığı bir coğrafya. Sonra kendine has sorunları vardır, mesela Hititlerden beri Anadolu’nun iç kısımları hiçbir medeniyet oluşturamamıştır. Yani medeniyet Anadolu’nun Batı sahillerinde doğuyor ama Doğu’ya geçmiyor. Bunu ta Yunanlılar zamanında da görüyoruz, günümüzde AKP’nin aldığı oylarda da görüyoruz.” Katılmam mümkün değil. Zırva bulmam mümkün. -Niye geçmiyor? sorusuna verdiği cevap da ‘laga luga’ mertebesinde. İkna edici olması mümkün değil. Ayrıca politik göndermesi de güldürmüyor bile.
(-Sizin deyişinizle bilimi bugünkü çehresine böyle böyle kavuşturuyorlar sözü üzerine:) “-Aynen. Bilim, gözlemle yanlışlanabilecek ifadelerin toplamından, hipotezlerden ibarettir.” Modern bilim için bu dediği doğru.
(-Çağlar sonrasına gelelim… Türkiye’de bilginin ve bilimin durumunu nasıl yorumluyorsunuz? sorusuna verdiği cevaptan:) “Yüzde 46! Gayet açık! Bakın Türkiye, Afganistan düzeyinde bir ülkedir. Bakın Pakistan dahi demiyorum. Pakistan bizden iyi durumda. Türkiye, kravatla dolaşan, Mercedeslere binen, gece kulüplerine giden bir Afganistan’dır.” Kısmen haklı olduğu söylenebilir ama bu genelleme saçmalamaktan başka bir şey değil. Cevabına yine politik gönderme ile başlaması gayriciddîlik göstergesi.
(-Bir yazınızdaki deyişinizle halkımız konforu medeniyetle karıştırmıştır sözü üzerine, dediklerinden:) “Tabii, rahat yaşadığı zaman kendini medeni sanıyor. Son teknoloji telefon alınca çağ atladığını düşünüyor. Lüks arabaları statü sayıyor. Ama kafa Afganistan kafası! Türkiye’nin okulları yoktur, üniversitesi yoktur. Türkiye’de üniversiteye gitmek dört seneyi çöpe atmaktır. Türkiye’deki kadar düşük düzeyli kültürü hiçbir ülkede görmedim.” Yine kısmen haklı olduğunu söyleyeceğim, ama genellemelerinin doğru olması mümkün değil. Hele son cümlesi kendisine has bir saçmalama.
(“Türkiye’nin geleceği için ümit var demek zordur” diye yazıyorsunuz seçimlerin çok öncesinde de sözü üzerine, dediklerinden:) (…) ” AKP’nin kitlesi diye kimilerimizin beğenmediği kitle de sizin benim gibi insanlardan oluşuyor. Tek sıkıntıları bu insanların, geleneksel olarak hiçbir şey öğrenmemiş ailelerden geliyorlar, kendileri de bir şey öğrenememişler ve hayatları hep ümitsizlikle geçmiş. Şimdi bakın AKP’nin adamı ile Yunus Emre arasında fark yoktur. Merak ederdim bu Yunus Emre, Mevlana niye bu kadar zırvayla uğraşmış diye. Akıllı adam falan deniliyor. Yanıtını oğlum verdi. Dedi ki “Bunun sebebi General Baycu.” General Baycu Noyan, Moğolların gönderdiği bir adam. Anadolu’yu o hale getiriyor ki ümit kalmıyor. İnsanlar da bu dünyadan ümit kalmayınca başka bir şey, başka bir alem arıyor.” İşte Celâl Şengör’ün zırvalamasının zirveye çıktığını gösteren satırlar bunlar. Güldürücü bir sefillik yansıtıyor. AK Partiliyi Yunus Emre ile benzeştiriyor. AK Partililer sevinirler, göklere uçarlar sevinçten eğer Celâl Şengör’ün bu sözü farz-ı muhal doğru olsa. Yunus Emre ve Mevlana hakkında bu derece saçmalayana hiç rastlamadıydım. Oğluna atfen yazdığı da çok komik ve sanırım bu gayriciddî yaklaşım geniş yankıya sebep olur. Eğer haberdar olunursa yani geniş çevrelerde okunursa.

Not:Bu yazımı, Radikal Blog yazarı olarak, 23.09.2014 günü kaleme almıştım ve aynı gün adı geçen internet gazetesinde blog yazısı olarak yayınlanmıştı. 22.03.2016 gününden bu yana Radikal Blog’da hiçbir yazı çıkmıyor. Herhangi bir açıklama da yapılmadı. Yaklaşık on gündür aynı gazetede köşe yazısı da çıkmıyor. Google’da bu internet gazetesinin kapandığına dair ifadeler var; hepsi bu kadar. Sanıyorum onbeşbin küsur blog yazarı artık ümit kesmişlerdir benim gibi bu gazeteden. Zaten onların çoğunun kendi blogları da vardır. Ben de düşündüklerimden, okuduklarımdan, eski yazılarımdan paylaşmak istediklerimi burada yayınlayacağım.

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked