M.Şükrü Hanioğlu’nun modern siyasetimizde “hürriyet”e dair fikrini yansıtan yazısından alıntılar…

 

(…) İlginç olan 1908’de “ebediyen” “ilân” edildiği ve alanının sürekli biçimde genişleyeceği düşünülen “hürriyet”in imparatorluktan cumhuriyete ulaşan bir süreçte ancak “teneffüs araları”nda yaşanabilmiş olmasıdır.
Bu genişlikteki bir zaman dilimi, “hürriyetin doğmaması”nın liderlik ve siyasal örgütlenmeler üzerinden açıklanabilmesini imkânsız kılmaktadır. Dolayısıyla konuya “yapısal” bir sorun olarak yaklaşmak anlamlıdır.

(…) 1912’ye kadar geçen süredeki değişim ve özgürlük alanı genişlemesi şüphesiz göz ardı edilemez.
Benzer bir “hürriyet” ortamının oluşumu için Türkiye’de 1950 seçimleri sonrasına kadar beklemek gerekmiştir. (…)
Kültleştirilen örgütlenmeler aracılığı ile “mega tasavvurlar”a ulaşımın aracı olduğu düşünülen “siyaset”in toplumla ilişkisi fazlasıyla zayıf olmuştur.
(…) Bu “siyaset” yaklaşımının, “millî hâkimiyet” söylemine karşılık geleneksel “hikmet-i hükûmet” anlayışından kopamaması sorunu daha da derinleştirmiştir.
Dolayısıyla “demokrasi” gibi “hürriyet” de bir “muhalefet” söylemi olmanın ötesine geçemeyerek hakiki anlamda “iktidar” olamamış, fazla anlam taşımayan tarihî gelişme ve kişiliklerle ilişkilendirilen “mega tasavvurlar”ı gerçekleştirmeye çalışan “dava siyaseti” ona aslî bir hedef olarak yaklaşmamıştır. (…)

(…) “Kimlik siyaseti”nin “doğal” siyaset biçimi olması ise onunla “hürriyet” arasında karmaşık bir ilişkinin şekillenmesine yol açmıştır.
Kimlik siyaseti özgürlüklerin sınırlandığı dönemlerde görünür olmaktan çıkarak azaldığı izlenimini vermiş, buna karşılık “hürriyet”in genişlemesi “kimlik siyaseti”ne ivme kazandırmıştır.
(…) Böylesi bir temelde yapılan siyaset ile “iktidar”ın tüm toplum adına, herkesi kapsayacak “özgürlükçü” adımlar atmasının kolay olmadığı ortadadır. Toplumsal özgürlükleri “genişletme” şiarı ile “iktidar” olanlar, bunu kendi “cemaatler”i dışına teşmil girişiminde bulunduklarında, şiddetli bir iç direnç ile karşılaşmaktadır.

(…) O nedenle 10/23 Temmuz’un yüz on dokuzuncu yıldönümünde “hürriyet” için yeni bir “siyaset” anlayışı ve toplum tasavvuru geliştirilmesinin zorunlu olduğu vurgulanmalıdır. (…)

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2017/07/23/dogmayan-hurriyet

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked