“Yerimin zaman içinde değişmediği kanaatindeyim.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında NEREDEYİM? HÂLÂ ORADA MIYIM? başlığıyla çıkan 27 Şevval 1444 (17 Mayıs 2023) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr./ IsmetOzel?Id=174&Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (ilki ilk paragrafın başlarından bir cümle olup bu yazının başlığını teşkil etmekte) oluşturacak bu yazıyı.
“(…) Neredesiniz siz ve ben şu anda neredeyim? (bu yazının alıntı olarak başlığını teşkil eden cümlenin o yazıdaki yeri) Şimdiye kadar akıl baliğ olduğum günden bu yana nerede bulunduğumu düşündüysem orada kaldım. Yani tarihin ve bilimin yekdiğerinin canına kast etmek için ayranını olabildiğince kabarttığı yerde bulunuyorum.
Tarih ve bilim niçin yekdiğerinin canına kast ediyor? Her ikisi de var olabilmek için muhtaç olduğu şeye diğerinin düşman olduğunu biliyor. Tarih geçmişe dair bir anlatıdır. Bilim ise her türlü anlatıya karşı durmak suretiyle var olmuştur. Tarihten bir zorlayıcı hüküm çıksın istemeyiz. Bilâkis tarih sebebiyle şu anki mevcudiyetimizin meşruiyet kazanması dileğindeyizdir. (…)
Bülent Ecevit 1973 seçimleri sonrasında yanına koalisyon ortağı olarak Milli Selamet Partisi’ni alınca bir ‘tarihsel hata’dan bahsetti. Hatadan dönülmüş müydü? Hayır. Ülke dışına ilk seyahati söz konusu olunca yerine başbakan yardımcısı Erbakan’ı değil de bir CHP’liyi bırakmak istemesiyle koalisyon çöktü. Bütün dünya aleyhine tavır almışken Saddam Hüseyin’i ziyaret eden de, başörtülü milletvekilini Meclis’e sokmak istemeyen de aynı Ecevit’tir. Hatadan III. Selim saltanatından itibaren dönülmüş değildir. Dönmek şöyle dursun hata üzerine hata işlemek makam, mevki ve servet kazandırmıştır.
Hangi makam, hangi mevki, hangi servet? Batılılaşma hevesi ve gözüpekliği Türk toprakları üzerinde akıl almayacak biçimlendirmelerde bulundu. Batılılaşmanın bir devlet hastalığı olarak teşhis edilmesinden sonra Dünya sisteminin lortları kimi hangi makama getirecekleri hususunda erkenden tespitlerde bulundular. (…) Dünya sisteminin ne numaralar çevirdiğine kısmen dahi akıl erdirenler işgal ettikleri makamda kalma sürelerini doldurdular. (…) Servete gelince… Bu bahis dünya ölçüsünde dönen dolapların sahasına giriyor. (…)
Makamda, mevkide, servette gözüm yok diyorsanız sanat alanını tercih ettiğinizi söyleyebilirim. (…) Bunlar zirvesi bilinmeyen netameli sanatlar veya konular. Oscar Wilde ‘Ben dehamı hayatıma koydum. Eserlerimde ancak kabiliyetim vardır.’ demişti. (…) Sanat alanını seçmek denilince şiir, resim, müzik gibi şairden, ressamdan, bestekârdan farklı birinin icra edebildiği sanatın anlaşılması lâzım. Eğer inkâr edilemeyecek bir zirvesi varsa sanat ancak o zaman sanattır. (…) Sanatçının nerede bulunduğu fark edilmeyebilir; ama yine de eserini görmeden yaşayamayan insanlar vardır.”
No Comments