“Modernlik can suyunu faizden ve israftan alıyor.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında HAKSIZLIĞA UĞRAMAK, HAKKINI ELDE ETMEK başlığıyla çıkan 3 Zilhicce 1444 (21 Haziran 2023) tarihli yazısının (www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=179&Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının dördüncü paragrafından bir cümle olup alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.
“Müslüman olmakla bir kavme mensup olmak arasında bir fark bulmayan Türkler bu seçkin vasıflarından dolayı dünyada yaşanan irili ufaklı her şeyi diğer kavimlerden daha değişik bir gözle görme imtiyazına sahip oldu.”
“Başladığımız yerin ve vardığımız yerin neresi olduğu bahsinde sarahate dünyada yürürlükte bulunan hegemonya meselesi kavranılmadan kavuşulamaz. (…) İnsanca yaşamak bir yetkenin dümen suyundan gittiğimiz zaman imkân dâhiline giriyor. Hayatımızı iki tür yetkenin boyunduruğu altında idame ettirebiliriz. Birincisi kanun koyucunun hâkimiyetidir. Diğeri dost bildiklerimizle dayanışmamızı, düşman bildiklerimizle çatışmamızı mümkün kılan yetkedir. İsterseniz birine dünyevî, diğerine uhrevî yetke diyebilirsiniz. Yine isterseniz dünyada Yahudi hâkimiyetini yaptığımız her şeyin karşılığını ölçülebilir dünyada bulabileceğimiz düşüncesiyle açıklayabilirsiniz.”
“Hegemonya kapitalizm eliyle bütün dünyada yürürlüğe kondu. (…) SSCB’ni haritadan silen hegemonya bahsinde tebarüz ettirdiği suskunluktur. (…) SSCB 1960ncı Hristiyan yılından itibaren ekonomide kâr unsurunun rol oynadığını kabul etmiş ve yerkürede kapitalizmle koyun koyuna yaşayacağını ilân etmişti. Demek ki kapitalist düzende emekle sermayenin zıtlaşarak yaşadığı SSCB’nde bile sönük bir fikirdi. Sönük bir fikirle kapitalizmin ihdas ettiği hegemonya yerinden edilemezdi. (…)
“Mukabil hegemonya fikrini çöpe mi atmalı? Hayır, mukabil hegemonya fikrinin yeri çöp değildir. Nasıl olsun ki? Türkler hem Haçlı devletlerinin sonunu getirerek ve hem de Avrupalıların Avrupa’ya hapsinden altı asır sonra I. Cihan Harbi akabinde bugün yaşadığımız toprakları (her ne kadar Misâk-ı Millî askıya alınmış olsa da) vatanlaştırarak ‘mukabil hegemonya’ fikrine en yüce merhalede yer verdi. Türklerin bir millet vasfı kazanmalarıyla Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olması eş değerdedir. Kur’an modern çağın belâlarını def edecek vâsıtaların doğmasına imkân sağlamak üzere nâzil oldu. (başlığı alıntı olarak teşkil eden cümlenin o yazıdaki yeri) (…)”
” Yapacaklarımız arasında dünya hayatını cennet hayatı hâline çevirmek gibi bir bahis yok. (…) Dünyayı ele geçirme hususunda Yahudilerin ve Hıristiyanların yarıştıkları bir ortamda İslâm doğdu. (…) Çoğunluğunu Müslümanların teşkil ettiği topluluklarda Müslümanlar yönetici zümreden ihanet gördü.”
“Eğer Kur’an nâzil olmasaydı bütün insanlık mukabil hegemonyadan habersiz kalacaktı. İslâm her türlü modern temayül karşısında bir insan topluluğunun sarsılmaz birliğini öngörüyor. (…) Türk toplumu Sakarya Meydan Muharebesi akabinde andığım sarsılmazlığa çok yaklaşmıştı. Büyük taarruz Sakarya’nın bir yıl sonrasında gerçekleşti. Cumhuriyeti tâkip eden inkılapların kimin eseri olduğuna bari akıl erdirelim.”
No Comments