Varılması en zor olan bilgi ve huzûr için insanın kendini tanımaya çalışması zorunluluğu

 

Kendimizi tanımaktan kaçmak için bu kadar büyük çaba harcayışımızın elbette bir sebebi var. Kendini tanıyan insanın, bugün bizim kendimize reva gördüğümüz yaşama alışkanlıklarını kendine, insanlığına yakıştırmasına imkan ve ihtimal yok.

Çünkü kendini tanımaya niyetlenen insan, insanı hakikatine götürecek yolda ilk adımı atmış demektir. Hakikat, kendini bize uzaktan bile gösterse hayatımızın her köşesini işgal etmelerine izin verdiğimiz yalanların fiyakası anında bozulur, beş kuruş etmezlikleri ortaya çıkar, aşikar olur. İnsanın hem hakikatin ne olduğuna dair bir fikri olup, hem de mesaisini yalana dolana ayırmaya devam etmesi mümkün değildir. Hayatımıza hakikatin gölgesi bile düşse, ondan gayrısının nezdimizdeki hükmü anında düşer.
Cervantes’in klasiği Don Kişot’tan herkese dokunacak nasihat: “Gözlerini kendine çevirip kendi kendini tanımaya çalış; varılması en zor olan bilgi budur. Kendini tanırsan, öküze özenen kurbağa gibi şişinmezsin!”
(…) Herkesin içinden aynı düşünce geçiyor biliyorum; keşke bu kadar tedbirsizce açılmasaydık kendi kıyılarımızdan. Kollarımız giderek güçten düşüyor, gövdemiz ağırlaşıyor, kulaçlarımız cansızlaşıyor, bu yabancı sularda boğulup gitmek için miydi bütün bu iddialar?
(…)
“İçimde hep bir huzursuzluk var” dedi biri. “İyi ya işte huzur diye bir şey olduğunu unutmamışsın!” dedi diğeri.
Bir damlacık rahmet suyu ile nice harlı gönül yangınını söndüren insanlar da var.
“Kendine gel amma” dedi meczup, “orada takılıp kalma, kendinden de geç!”
(Gökhan Özcan, “Huzura varmadan huzur bulunmaz” başlıklı, 4 Aralık 2017 tarihli yazısından.)
http://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/huzura-varmadan-huzur-bulunmaz-2041390

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked