Prof.Dr. Muhammed Hamidullah’ın Çeviri ve Açıklaması ile Aziz Kur’an’dan bazı âyetler

 

Yayın Kurulu: Çevirenler Abdülaziz Hatip-Mahmut Kanık Editör Ahmet Baydar Dil ve yazım N. Ahmet Özalp

“Onları nerede yakalarsanız, öldürün; sizi kovdukları yerden siz de onları kovun. Zulüm öldürmekten daha kötüdür. Ama Kutsal Mescit’te (Kâbe) onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar sizinle savaşırsa siz de onlarla savaşın. İşte inkârcıların cezası böyledir.” (Bakara, 2/191

“İnsanlar arasında öylesi vardır ki, şimdiki hayata ilişkin sözü senin hoşuna gider ve kalbindekilere Allah’ı tanık tutar. O’ysa düşmanların en azılısıdır; ve sırtını döner dönmez bozgunculuğu yaymak, ekini ve hayvanı yok etmek için yeryüzünde koşturur. Halbuki Allah kötülüğü sevmez!” (aynı sûre, 2/204-205)

“Ve kendisine ‘Allah’tan kork!’ denildiğinde, onu suçluluk dolu bir gurur kuşatır. İşte ona Cehennem yeter. Ve elbette o ne kötü yataktır!” (aynı sûre, 2/206)

“Ve insanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için kendisini feda eder. Ve Allah kullarına sevecendir!” (aynı sûre, 2/207)

“Şimdiki hayat inkârcılara süslü gösterilmiştir ve onlar inananlarla alay ediyorlar. Ama takvâlı olanlar Diriliş Günü onların üstündedir. Ve Allah dilediğine hesapsız verir.” (aynı sûre, 2/212)

“İnsanlar tek bir toplum idiler. Sonra Allah duyurucu ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi; ve onlar aracılığıyla anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında karar vermek için, gerçekle Kitap indirdi. Ve kendilerine Kitap verilenler, apaçık göstergeler geldikten sonra, aralarındaki azgınlık yüzünden, Kitap hakkında anlaşmazlığa düştüler. Sonra Allah inananları (Müslümanları) onların, hakkında anlaşmazlığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle iletti. Ve Allah, dilediğini dosdoğru bir yola iletir.” (aynı sûre, 2/213)

“Sana ‘Ne bağışlamak gerekir?’ diye soruyorlar. -De ki: ‘Siz maldan neyi bağışlarsanız, anne-baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolcular için olsun. Ve ne iyilik yaparsanız, gerçekten Allah onu bilir. (harfi harfine: Allah bilendir.)” (aynı sûre, 2/215)

“Hoşunuza gitmemesine karşın, savaş size yazıldı. Sizin için daha iyi olduğu hâlde, bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde, bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (aynı sûre, 2/216)

“Evet, inananlar, hicret edenler ve Allah yolunda savaşanlar… (Savaş yasaları ve kuralları arasında düşmanı öldürmek de vardır. Ama ‘cihad’ın çok daha geniş bir bir anlamı vardır. (…) Her şeyden önce ‘Allah yolunda savaş’ özveriyi ve her türlü din dışı amaçtan sıyrılmayı gerektirir. (…) ) İşte onlar Allah’ın rahmetini umarlar. Ve Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.” (aynı sûre, 2/218)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked