“Canın teninde kaldığı müddetçe tek ehemmiyetli, tek ciddi şey nereye gideceğindir.”
İsmet Özel’in dün (12 Mart 2018 Pazartesi) yayınlanan yazısının (İstiklâl Marşı Derneği İnternet Sitesi, “Başını Örten Kızlar Felsefe Bilmelidir” ser-levhası/üst başlığı altında çıkan “Sabrın Ve Tahammülün Neresinden Sınıf Bilinci Doğuyor? (II) başlıklı yazı) bazı yerlerinden bazı cümleler:
“Modernlik hışmına uğramış Avrupalılar Türk’ün ne olduğunu, ne ile iştigal ettiğini, hangi asıldan geldiğini bilseler ne olur, bilmeseler ne olur? Bilmenin esasını bilmeden bilgi hâsıl olur mu? (…)”
“Bilgiye bilgi deyişimiz idame-i hayat (buna ister ferdin, ister toplumun hayatının idamesi deyin) babında işimize yaradığından mıdır; yoksa bizler bilgi sahibi olmakla hiç kimsenin elimizden alamayacağı, bizi hiç kimsenin oradan düşüremeyeceği bir makamı mı işgal eder hale geliriz? (…) Kimiz biz? (…)”
(…)
Şöyle: İnsan hayatı demek çekilen dertlerin her zaman sual kisvesine bürünmesi demektir. Sualleri yok ederseniz insanı, insanlığı yok etmiş sayılırsınız. (…) Sınanabilirlik dert edinme, giderek derdini sevme demektir. (…)
Allah her ferde dermanını bir yere gizlediği o derdi verir. (…) Herkim rabbim Allah dediyse o saat rabbiyle nefsi arasında bir sır doğar. (…)
(…) Başkasının sırrına eremeyiz; ama kendi sırrımıza sadakat bizi sadıklarla sırdaş seviyesine çıkarır. (…)
(…) Bilme işinde esas olanın nereye gideceğini bilme vakıasına saklandığını görebiliriz. Canın teninde kaldığı müddetçe tek ehemmiyetli, tek ciddi şey nereye gideceğindir. Oraya niçin ve nasıl gideceğin bunun yanında arızî kalır.”
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=1436&KID=63
No Comments