Şöyle bir olağan dışı tahsil hırsı ve bu yolda başarılı olmuş görünenler
Ülkemizde sonradan, yaşı ilerlemiş olarak, yaşını küçülttürmek sûretiyle tahsil yapmaya yeltenenler ve bunda zâhiren başarılı olanların bulunduğu bir vâkıadır. Denilebilir ki, belirteceğim şartlar onları tahsil için bâriz biçimde teşvik edici olmuştur.
Özellikle de İmam- Hatip okullarının açılmasından ve ulkemizde sadece Ankara’da olan tek İlahiyat Fakültesi’nin, önce Yüksek İslâm Enstitülerinin açılması, sonradan da bunların İlahiyat Fakülteleri haline dönüşmesinden dolayı çoğalması böylesi bir tahsil isteğinin yaygınlaşmasına yol açmıştır denilebilir. Ne ki böylesi bir girişim yaygınlığında, azim ve irade göstererek zâhiren başarılı olanlar arasında gerçekten nitelikli, yetenekli ve eserleriyle insanlara faydalı olanlar yok denebilecek kadar azdır. Sebebini, onların bu anlamda bir başarıyı yeterli görmeleri ve bu kadarını amaçlamış olmaları diye düşünüyorum. Oysa olağan bir süreçte tahsil hayatı seyreden insanlar arasında gerçekten başarılı ilahiyatçılar vardır ama diğerlerine göre bunlar daha azdır. Bu zâhiren başarılı denilebilecek olanlar müsbet veya pozitif bilimleri fazlaca gözlerinde büyütürler, tasavvufa karşıdırlar genellikle; iddialı ve iddiacıdırlar; kendilerini yeterli bulur görünürler, kitap çıkarmaya heveslidirler ama nitelik kaygısı taşımazlar; gazete yazarlığına meraklıdırlar. İnternet ortamında bilgi depolamayı önemserler ve kendilerine bir hususta soru tevcîh edecek olsanız, hemen sitelerine bakmanızı önerirler “biz bunları yazdık, ondan haberiniz yok mu?” dercesine. Böyle bir olgu var, fazla uzatmadan buna değinmek istedim.
No Comments