Fütûhât-ı Mekkiyye c.18 alıntılar
“Hakk’a kendimize göre davranıyoruz, aksi halde mutlak tenzih ortaya çıkardı.”
“Hiç kuşkusuz ki ikram, misafirin değil, hane sahibinin değerini / kıymetini gösterir. Sıradan insanlar ise ikramın hane sahibinin değil, misafirin değerine göre yapıldığını kabul eder.”
Muhyiddin İbn Arabî‘nin ünlü eserlerinden biri olup Ekrem Demirli‘nin çevirisiyle 18 c. olarak Litera Yayıncılık‘tan çıkan eserin bu sonuncu cildinden yapacağım bazı alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Ameller Sidre-i münteha’yı aşamazlar.”
“Kim yakîn ilim makamına yerleştirilirse, bilginin otoritesi altında bulunurken kim müşahede yakîni (ayne’l- yakîn) makamına yerleştirilirse müşahede ve görmenin hükmü onun üzerinde ortaya çıkar; her kim hakka’l-yakîn makamına yerleştirilirse, hiç kuşkusuz, yaratıklar içerisinde farklılaşır.”
“Kıyamet günü alâmet ortaya çıkmasaydı, kimse alâmeti bilmeyecekti. Bundan dolayı Diriliş günü, (Hakk’ın) inkâr edildiği ve kabul edildiği bir gündür.”
“Allah’ın katında mücmel (öz) denilen bir şey yoktur; orada her şey mufassaldır (ayrıntılı). Orada bütün (kül) de yoktur. Tevekkül tafsile göre gerçekleşir.”
“En üstün aklın sahibi olan salih kulun söylediği şu sözü söylemelisin: ‘ Onlara azap edersen onlar senin kulların! Bağışlarsan Sen Aziz ve Hakimsin.’ (el-Maide, 5/118)
“Kurtulan, duyup da konuşmayan ve çağrıldığı işe icabet edendir. Pişman olmayacak kişi odur.”
“Varlığı ancak müşahede ehli bilir, bir cevher bir cevheri ispat eder.”
“Ölen kişinin kıyameti kopmuştur.” Kastedilen küçük kıyamettir.
“Her şey bir emanet! Senden alınmazdan önce veya kendisine hainlik etmeden emaneti sahibine ulaştırmalı, onu gönül rızasıyla ehline ulaştırıp rabbinin rızasını kazanmalısın.”
“Rüzgâr Allah katında muteber bir şeydir. Göz rüzgârın bulutu hareket ettirdiğini görürken gerçekte bulutları sürükleyen Allah’tır.”
“Cemaatten ayrılan ateşe düşer.”
“Yağmur Allah’ın kendisiyle kullarına merhamet ettiği rahmeti anlamına gelir.”
“Hakk’ın hitabını dinlerken O’nun kulağıyla değil, kendi kulağınla dinlemelisin.”
“Ölümden sonraki halini öğrenmek isteyen uykudaki haline bakıp uyurken ve uykudan sonra nasıl olduğunu düşünmelidir.”
“Duyuluru (mahsûs) makule katan apaçık bir şekilde dalalete düşmüştür.”
“Allah’ın yuce Kur’ânı ki, Fâtiha’yı kastediyorum, hayret ehliyle bitirmiş olmasında ne güzel işaret vardır. Bu âyet ‘Dalalete düşmeyenlerin yolu’ (el-Fâtiha, 1/7) âyetidir. Ayette geçen dalalet hayret demektir. (…) İşin sonununhayret olduğunu bilen kişi, hayrete düşmez.”
No Comments