“Siyaset”in 19. asır ortalarından günümüze seyrini anlatıyor M. Şükrü Hanioğlu
“Millî irade-vesayet” kısır döngüsünü kırmak başlıklı yazısını (Sabah, 21.10.2018), M.Şükrü Hanioğlu, Alexis de Tocqueville’in Eski Rejim ve Devrim (1856) eserinde yaptığı bir vurgulamaya ve ileri sürdüğü görüşüne yer vererek başlatıyor. “Hükûmet etmenin oldukça basitleştiğini” vurgulamış o eserinde Tocqueville.
Görüşü de şu:”Gelinen noktada ‘sayıların neyin kanun ve doğru olduğunun’ kararlaştırılmasına yetmekte oluşu.” Yazar bu vurgulama ve görüş üzerine şu tesbiti yapıyor: “Dolayısıyla ‘siyaset bir matematik sorununa indirgenmişti.’ “ Ardından da şunu ifade ediyor: “Tocqueville’in yargısı on dokuzuncu asır ortalarında ‘demokrasi’ye yaygın yaklaşımı yansıtıyordu.”
‘Modernlik’, ‘temsil’, ‘temsilciler’, ‘demokrasi’, ‘yönetilenin yönetmesi’, ‘seçim’, ‘seçen’, ‘seçilen’, ‘siyaset aristokrasisi’ kavramlarının geçtiği ve bunlar üzerinde durulduğu bu önemli yazının diğer bölümlerinden birkaç cümle aktaracağım.
“Rousseau’nun da altını çizdiği gibi ‘temsilî hükûmet ve demokrasi’ ‘modernlik’in ürettiği bir yönetim biçimidir. ”
“Bu dönemin en yaygın tartışma konusu ‘demokrasinin krizi’ olmuş, ‘temsil’in ‘yönetilenin yönetmesi’ni sağladığına duyulan inancın azalması demokrasi dışı seçeneklerin revaç bulmasına neden olmuştur. ”
“Demokrasinin İkinci Dünya Savaşı öncesindeki küresel gerileyişinde ‘seçim’in ‘temsilcileri belirlediği,’ buna karşılık, ‘temsili sağlamayarak’ ‘siyaset aristokrasisi’ yarattığı tezinin entelektüel mehâfilde egemen olması da önemli rol oynamıştır.”
“Temsil kavramı üzerine en kapsamlı eseri kaleme almış olan Hanna Pitkin’in vurguladığı gibi ‘temsilî demokrasi’ uygulamada ‘siyasal iktidar için parti rekabeti’ne dönüşmüştür.
“Türkiye ‘seçim- temsil- demokrasi’ mekanik ilişkisinin sorgulanmadan kabûl gördüğü örnekler arasındadır.”
“(…), ‘seçilen’in ‘seçen’i ne ölçüde temsil ettiği tartışması Osmanlı siyasal literatüründe geniş yer bulmamıştır.”
“1913-1918 ve 1923-1946 yılları arasında ‘seçim’ kavramının içinin boşaltılmasıyla meb’usların ‘atanması’ her türlü temsil ve demokrasi tartışmasını anlamsız kılmıştır.”
“Türkiye’de kalkınmacı muhafazakâr siyaset Pitkin’in ifadesiyle “iktidar için parti rekabeti”nin “temsilî demokrasi”yi işletme alanında “gerek” olmanın ötesinde “yeter” olduğunu düşünmüştür.”
“Seçim kazanamayan devletçi modernleşme kutbu ise ‘seçim kazanmanın yeterli olmadığı’ yargısına ‘temsilî demokrasi’nin sorunlarını tartışarak, ‘daha ileri demokrasi’ tasavvurları geliştirerek değil ‘bürokratik vesayet’ savunusu çerçevesinde ulaşmıştır.”
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2018/10/21/mill-irade-vesayet-kisir-dongusunu-kirmak
No Comments