Rubûbiyyet ve ubûdiyyet’e dâir ilgili eserlerden alıntılar
“Eğer zât-ı ilâhiyye ulûhiyyet, rubûbiyyet, hâlikıyyet, râzıkıyyet, musavviriyyet gibi nisbetlerden ârî olsa idi, ilâh olmaz idi. Çünkü ulûhiyyet me’lûhiyyetle ve rubûbiyyet dahi merbûbiyyetle tahakkuk eder.” (Fusûsu’l-Hikem Tercüme ve Şerhi-II, M.İbnu’l Arabî, Terc. ve Şerh: Ahmed Avni Konuk, Hazırlayanlar: Mustafa Tahralı-Selçuk Eraydın, İFAV, 7. Baskı, 2017, s.54)
” Ubûdiyyet ile ittisâfın lezzetini ancak rubûbiyyetle muttasıf olup, halkın ona muhtaç olmasından dolayı, elemler duyan kimse bilir.” (a.g.e., s.130-131; orada belirtilen kaynak: Fütûhat-ı Mekkiyye, 22. bâb)
” Rubûbiyyet, ancak hakîkî varlığın gayriyyet libâsı ile zuhûru hâlindeki merbûbun varlığına bağlıdır. Ervâh bunu idrâk ettikleri için hakîkî varlığın Rab ve kendilerinin merbûb olduğunu bilip tasdîk ettiler. Bu idrâk ise bülûğ eseridir. (Tedbîrât-ı İlâhiyye Tercüme ve Şerhi, İbn Arabî, Terc. ve Şerh: Ahmed Avni Konuk, Yayına haz.: Mustafa Tahralı, İz Yay., s.135)
(ulûhiyyet: Allahlık sıfatı; rubûbiyyet: Rablık, ilahlık; hâlikıyyet: yaratıcılık; râzıkıyyet: rızık vericilik; musavviriyyet: tasvir edicilik; me’lûhiyyet: ilâhı olma, merbûbiyyet: rabbi olma, kulluk; ubûdiyyet: kulluk, ittisâf: nitelenme; muttasıf: nitelenmiş; gayriyyet: başkalık; libâs: elbise, giysi; merbûb: rabbi olan, kul; ervâh: ruhlar; büluğ: yetkinlik, erişme)
No Comments