KAADI İYAZ’ın ŞİFÂ-İ ŞERÎF’inden (Mütercimler: Naim Erdoğan- Hüseyin S. Erdoğan; Tedkik ve Takdim: A. Fikrî Yavuz, Bedir Yayınevi) alıntılar
“Kim bir ilimden sual olunup da onu gizlerse, Kıyamet gününde Allah onu ateşten bir dizginle vurur!” (dipnot: Hadîs-i şerîf’i Resûlullah (s.a.v) den Ebû Hüreyre (r.a.) rivâyet etmiştir. Şifa müellifi Kaadı İyaz rahimehullah kitabına kendi üstadlarının rivâyet senedi ile tahric ettikleri (çıkardıkları) metni almıştır. Bu metin İbni Abdü’l-Ber Nemerî’nin ‘Kitabu Beyani’l-İlmi ve Ehlihi‘ adlı eserindendir.) hadîsi naklettiği için garaz ve maksada tam cevab teşkil edecek, farz olan bu vecibeyi yerine getirecek olan nüktelere koştum, alelacele bunları elde ettim. Çünkü kişi, mübtelâ olduğu dünya mihnetinin (zahmetinin) anahtarları boynuna takılmış bir durumda bulunduğundan o (anahtarlar) onu hem bedenen hem aklen meşgul eder ve onu farz ve nafile (gibi ibadetlerden) eder. Bu yetmiyormuş gibi onu bir de ahsen-i takvîm (en güzel kıvam) mertebesinden esfel-i safilîn’e fırlatıp atar. Şurası da bir gerçektir ki, Allah bir insan için hayır murad etti mi, onun işini ve bütün gayesini yarın övülünecek, aslâ kınanmayacak hususlara yöneltir. Zira orada ya kişiyi sevinçlere garkeden cennet vardır, veyahut da ateşine dayanılmaz cehennem vardır. Şu halde o, kendi özü için çalışmalı, ruhunu (perişanlıktan) kurtarmalıdır. Salih amelini artırmalı, başkasına yarar sağlayacak ‘bu meyanda’ kendisi de faydalanacak olduğu bir ilmin ardına düşmelidir.
Allah, kalblerimizi (dünya mihnetlerinden) paramparça olmasından korusun ve günahlarımızı da bağışlasın. Bütün yeteneklerimizi, eldeki imkânlarımızı, bizi kendine yaklaştıracak, lûtuf ve rahmet ihsanı ile doyuracak hususlara münhasır(özgü) kılsın. (Âmin).”
No Comments