Radikal’in kapanması üzerine…

 

Kağıt baskıdan dijitale geçen, şimdi de kapanan Radikal’de köşe yazarlarına ve mutfak ekibine veda etme fırsatı tanındı ama benim de aralarında olduğum onbeşbin küsur blog yazarına bu imkân tanınmadı. Radikal Blog 22 Mart 2016 gününden bu yana donmuş vaziyette karşımıza çıkıyor; aynı yazı başlıkları, aynı fotoğraflarla. Çıkan en son blog yazıları 22.03.2016 tarihli.
Bunu böylece belirttikten sonra, köşe yazarlarının ve ‘mutfak ekibi’nin veda mesajlarından Radikal’in kapanmasıyla ilgili dikkatimi çeken sözlere yer vereceğim ve onlardan bir şey söylememi gerektirenlere dair sözümü de esirgemeyeceğim. Bana ait sözleri köşeli parantez açarak belirteceğim.

“Bir gün böyle bir yazı yazacağımı biliyordum. Lakin sanıyordum ki, ben giderim. Giderken kısa bir veda ederim siz okurlara.
Maalesef sandığım gibi olmadı. Beni ve bu gazeteye 20 yıl içerisinde emek vermiş herkesi son derece üzen bir biçimde gelişti hayat.
Bu Radikal’in son sayısı. Yayın hayatı bugün burada bitiyor. Beraberinde bir çok şeyi de bitirerek.
(…)
Hepimizin başı sağolsun.” (Ezgi Başaran)
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

Radikal kapatıldıktan sonra bizlere “veda” yazısı yazma fırsatı tanınması iyi oldu.
(…)
40 yıl sürmüş olan meslek hayatımın sona erdiğini, benim için simgesel anlamı olan bir günde öğrendim. Rahmetli babamın doğum günü, annemin ise ölüm günü olan günde.
Radikal’e yazımı yazmış ve göndermiştim ki, karım, “Radikal kapatılmış” dedi. Başımı kaldırıp baktım; o an “twitter”da okuduğunu söyledi şaşkınlık içinde.
“Olmaz öyle şey” demedim. Bir süredir öyle bir Türkiye’de yaşıyor olmuştuk ki, böyle bir şey de pekalâ mümkündü, benim bunu 40 yıllık meslek kariyerime hiç yakışmayacak bir biçimde öğrenmem de…
Nitekim, gerçekten de Radikal’in kapanmasına karar verilmiş.
(…)
2016 Türkiyesi’ne gelindiğinde, Radikal’in ömrünün tükenmekte olduğuna dair yeterince işaret mevcuttu. Radikal’in kendisi kalarak yaşamını sürdürmesi giderek güçleşiyordu.
Beklenmeyen, ani ölümüydü.
(…)
Tüm ömrümü esenliği için geçirdiğim ülkemin gelip dayandığı noktaya baktığımda, hiç kuşkusuz, çok derin bir üzüntü içindeyim.
Benim 40 yıllık aktif gazetecilik yaşamımın noktalanmasına gelince…
Bir gün nasılsa olacaktı. Şimdi ve bu şekilde olması ise, bir bakıma doğaldır. Çünkü ülkemin içinden geçtiği bu dönemde sesimin kısılmasından çıkar umanlar, duyulmasından yana olanlara belirgin biçimde ağır basıyor. (…)” (Cengiz Çandar)
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)
[Yazarın kendisini aşırı önemsediği ve karşıt tavrının belirgin olduğu daha yeni seçim kazanmış siyasal iktidar ile ilk kez halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında, açıkça olmasa da, düşüncesini yansıttığı anlaşılıyor. Radikal’in kapanması vesilesiyle de olsa, böylesi ifadeler beklenirdi kendisinden.]

“(…) Ama bu bir veda değil.
Ne hikâyemiz bitti ne yazacaklarımız!
Rahatlarını bozmamız gerekenler var!
Kendilerini dokunulmaz kılan kibir abideleri var!
Tüm bölgeyi yakan kifayetsiz muhterisler var!
Bu güzelim ülkeyi uçuruma sürükleyenler var!
Daha anlatacaklarımız var ey dostlar!
Bunlar varken veda züldür!
Kaybolmuyoruz, çekilmiyoruz, sadece dağılıyoruz, toprağa dağılan tohumlar gibi. (…)” (Fehim Taştekin)
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)
[Yazı ve özellikle bu bölümü hamâsî ve militanca ifadeler çağrışımı yapıyor.]

“(…) Elbette internet gazeteciliğindeki acımasız ‘tık savaşları’ bizi de etkiledi. Biz yine de o ‘iyi haberlerimizi’ sizlerle daha çok buluşturmak için didindik. Ve ne olursa olsun, 20 senelik Radikal ruhunu kaybetmeden, hep ‘bize yakışanı’ yapmaya çalıştık. Sürç-i lisan da etmişizdir, affola.
Bugüne kadar bizimle bu yolu yürüyen, övgüleri ve eleştirileriyle yanımızda olan tüm okurlarımıza ve meslektaşlarımız basın emekçilerine teşekkürü bir borç biliriz.
Son Radikal ekibi:
Erkan Aktuğ, Cem Erciyes, Cüneyt Muharremoğlu, İsmail Saymaz, Bahar Çuhadar, Bahadır Özgür, İdris Emen, Ezgi Başaran, Ömer Erbil, Ercan Sarıkaya, Gökhan Karataş, Sinan Saygılı, Tarkan Temur, Süleyman Çeliker, Birce Altay, Barış Avşar, Hakkı Özdal, Tolga Aktaş, Ümit Buget, Neşe İdil, Oktay Volkan Alkaya, Ece Çelik, Derviş Şentekin, Burcu Aktaş, Hamdi Işık, Hacı Bişkin.”
[Radikal’in ‘mutfak ekibi’nin hazırladığı bir yazı olduğu anlaşılıyor.]
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked