Millet mi toplum mu?
Bu başlık altında kısa bir yazı kaleme alma düşüncesi niye, nasıl uyandı bende? Ali Bayramoğlu’nun “Toplum mu millet mi?” başlıklı bu günkü yazısını okuyunca!
Dün de İsmet Özel’in bir yazısını okumuştum. Bu iki yazıdaki çok farklı yaklaşımlar (ben de İsmet Özel gibi düşünüyorum) beni ister istemez kısacık da olsa bir yazı ile düşündüğümü ifade etmeye mecbur bıraktı.
Baştan belirteyim ki dünya görüşü yönünden liberal ve demokrat denilebilecek olan Ali Bayramoğlu’nun yazısının başlığını oluşturan soruyu, yazıyı okumadan, ‘elbette toplum’ diye cevaplayacağından emindim. Yazısından birkaç alıntı sunarsam, bu konuda fikrinin belirgin olduğu kolayca anlaşılır.
“(…) Bu tablodan çıkarılacak en önemli sonuç, siyaset ve siyasetçinin cemaat anlayışından toplum anlayışına hâlâ geçememiş olmasıdır.
Başka bir deyişle, sık söyleriz, bu ülkede siyasetçinin toplum tasavvuru yoktur. Yani tüm toplulukları farklarıyla ele alan, onların ortak paydasından, etkileşiminden hareketle tanımladığı bir «toplum tasavvuru» bulunmaz, siyasetçinin zihninde.
Bunu yeknesak ve muğlak bir bütünü ifade eden, aslında savunduğu cemaatin bizzat kendisi olan (ya da olmasını istediği) millet kavramıyla ya da farklı olanı yok sayan milli irade kavramıyla ikame eder, siyaset ve siyasetçi…
Cemaatçi siyaset ise, köylü, kentli, sermayedar, İslamcı, Kürt, laik, kim olursa olsun, belli bir grubun diğer gruplar karşısında ve genellikle diğer gruplar aleyhine yaşam alanının genişletilmesi üzerine kuruludur.
(…)
Sistemin özüyle, yapısıyla, bunların değişimiyle hiçbir şekilde ilgili olmayan; tersine onu olduğu gibi koruyup kendisine yontmaya çalışan kalkınmacı, devletçi, popülist siyasi söylemlerin, devlet içi rant kavgasına, devleti kontrol mücadelesine endekslenmiş siyasi çekişmelerin, savaşların kökü de burada yatar. (…)”
Yazar, cemaat anlayışı ile millet anlayışını hemen hemen bir tutuyor. Bu anlayışın toplum tasavvuru olmadığından söz ediyor. Millet tasavvurundan hiç söz etmiyor. Milli irade kavramını ‘farklı olanı yok sayan’ diye tanımlayıveriyor. Bu dedikleri beklenir zaten yazardan ve onun gibi düşünenlerden. Yani şaşırtıcı bir durum yok. Şunu da belirteyim: yazar somut planda verileri değerlendirerek düşüncesini oluşturuyor değil; soyut olarak böyle düşünüyor, bu düşüncesini de somut olduğunu kabul ettiği verilerin doğruladığı fikrinde.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/alibayramoglu/toplum-mu-millet-mi-2028082
Bir de İsmet Özel’in dünkü yazısının başlarından ve sonlarından ikişer cümle olmak üzere hepsi dört cümle aktarayım da iki zihniyet arasındaki derin fark görülsün. Ama şu iki hususu belirtmeliyim: İsmet Özel, Türkiye’deki güncel siyasi şartlar göz önüne alındığında, en azından hiçbir tarafı savunmaz. Sanıyorum Ali Bayramoğlu’nun analiz ve değerlendirmesini de önemsemez.
“Şunun sarahaten şuurundayım ki, ülkem varsa ve fakat vatanım yoksa insanlarım var ve fakat milletim yoksa beyhude yaşamış olurum.”
“Şunu katiyetle biliyorum ki, her insan adına ölçünün doğması için o insanın neyin nesi olduğunun âyan olması, âyan beyan olması şarttır.”
“Tarihin akışı içinde algılanması burukluk getiren tek şey Türk topraklarıdır.”
“Bir çağda bazı topraklar Türklerin hakimiyetine girmemiş olsaydı hayatta iktidar ve millet eytişimi diye bir husus yer almayacaktı.”
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=1208&KID=59
No Comments