Fütûhât-ı Mekkiyye’den düşündürücü sözler
Muhyiddin İbn Arabî’nin (m.1165-1240) 18 cilt hâlinde Ekrem Demirli çevirisi olarak yayınlanmış (Litera Yayıncılık) bu ünlü eserinin 18. cildinden alıntılayacağım bazı sözlerden ibâret olacak bu yazı.
” ‘Furkan’ olarak okumanın dışında Kur’andan sakın! Allah onun vesilesiyle pek çok kişiyi saptırır, yani onları hayrete düşürür; pek çok kişiye de hidâyet eder, yani anlama rızkı verir.” (s.66)
“Allah’ın bize dönük rahmetinin bir yönü de unutmak, hata etmek ve içimizdeki konuşmalar nedeniyle bizi cezalandırmayışıdır. Allah bizi zikrettiklerimiz nedeniyle cezalandıracak olsaydı, bütün insanlar helak olurdu.” (s.86)
“Rabbine ibâdet et ki, yakîn mertebesine ulaşabilesin; yakîn gelince gerçek senin için belli olur.” (s.108)
” Herkes kendi hakikati ve kendi cihetinden sadece Rabbini arar.” (s.144)
“Kendimizi bilmekten aciz isek Rabbimizi bilmekten de aciziz.” (s.146)
“Ben ve önceki peygamberlerin söylediği en üstün söz ‘Allah’tan başka ilah yoktur’ ifadesidir.” (s.188)
“Senin yaratılış aslın ve ilken muhtaçlık ve dilenmedir ve bunun böyle olması kaçınılmazdır.” (s.199)
“Ailesi ve malı ölüyü kabre koyunca geri dönerken onunla beraber sadece ameli kalır.” (s. 299)
“Topluluk içerisinde namazını yalnızken kıldığından daha güzel bir şekilde kılma. Öyle yaparsan Rabbine karşı saygısızlık etmiş, dini hafife almış olursun.” (s.316)
“Kur’an ilahi zikirlerin en üstünüdür.” (s.317)
“Allah’tan çekinmenin dışında övünülecek bir özellik yok! O’ndan çekinmek ve takva sahibi olmak Allah’ın kullarıyla arasındaki bağdır.” (s.324)
“Âhiret hayatını yitiren kişi, hiç kuşkusuz, apaçık bir hüsrana uğramıştır.” (s.350)
“Kendileriyle oturup kalkmanın dindarlığına fayda vereceği kimselerle oturup kakman gerekir. Bu fayda kendisinde göreceğin bir bilgi veya onda bulunan bir amel veya güzel bir huy olabilir.” (s. 222)
“Âyette ‘Biz zikri indirdik’ (Hicr, 15/9) denilir ki, kasd edilen Kur’an’dır. Bir kudsî hadisde de ‘Ben beni zikredenle beraberim’ denilir.” (aynı s.)
“Sana göre hayırlı bir insan olduğu halde kötülerle düşüp kalkan birisini gördüğünde, onlarla arkadaşlık ettiği için öyle birine karşı kötü zanda bulunmamalıdır. Aksine o iyi insanla arkadaşlık yaptıkları için diğerleri hakkında hüsnüzanda bulunmalıdır.” (aynı s.)
“(…) Vali nefsine karşı haddi aşan, zalim birisiymiş. Bir gün soğukta titreyen bir köpek görmüş; adamlarından birisine emretmiş, köpeği evine götürtmüş; ısınan, açlığı-susuzluğu giderilen köpek kendine gelmiş. O gece rüyasında kendisine şöyle denilmiş: ‘Ey falan kişi! Sen bir köpek idin, biz de bir köpek vesilesiyle sana ihsanda bulunduk.’ Birkaç gün sonra adam ölmüş! Bu köpeğe şefkati nedeniyle büyük bir müşahedesi gerçekleşmiş oldu. (…) Sen hayır işle ve kimin için yaptığına bakma.” (s. 229)
No Comments