“Metinler aynı metinler, (…) ama insanlar aynı insanlar değil artık!”
Gökhan Özcan‘ın “Erişimi olmayan kelimeler” başlıklı ve 16 Eylül 2021 tarihli, Yeni Şafak’ta çıkmış düşündürücü özelliği ile yaygın anlamda dikkat çekmesi gereken ama bundan emin olmadığımı belirtmek durumunda olduğum bir yazı. Bu seçkin yazının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan (bunlardan biri de başlığı oluşturdu) ibaret olacak bu yazı.
“İnsanların metinlerle ilişkisinde görünürlüğü giderek artan bir yüzeyselleşme yaşanıyor sanki son yıllarda. Birçok farklı etken rol oynuyor olabilir bu durumda ama bana öyle geliyor ki internet kullanımının yaygınlaşmasıyla topluma sirayet eden yeni kültürün neticelerinden biri bu. (…)
Bugün, hayatının büyük bölümünü internetsiz bir dünyada geçirmiş ve hızla marjinalleşen orta yaş üstü kuşağın ufak tefek itirazları, giderek cılızlaşan isyanları ve tükenmeye yüz tutan dirençleri dışında bu yeni zihinsel düzene ayak direyen pek kimse kalmadı.
Bu saatten sonra meselenin iyiliği ya da kötülüğü hakkında itirazlar geliştirmenin, ilkesel tartışmalara girişmenin bir yararı olur mu, bundan emin değilim. Yeni düzen çoktan hükümranlığını ilan etmiş, insanları zihinsel olarak kendine bağlamış görünüyor. (…)
(…)
Çok basitçe örnekleyeyim… Mesela, ‘güzellik’ kavramıyla ilgili soyut, ruhsal işaretler taşıyan ve alabildiğine derinlikli göndermeleri olan felsefî ifadelerin, bütün o zengin muhtevasından uzaklaştırılarak neredeyse birbirinin aynı yapaylıkta gülümseyen milyon tane portre fotoğrafına altlık yapılması, fon kılınması, malzeme edilmesi…
Bütün bu harcıalem görsellemeler bu kadarla kalsa, aynı hafifleme ve daralma zihinlerde de yaşanmasaydı pek o kadar mesele olmazdı. Ama öyle değil! Bu ve bunun gibi örnekler, internet üzerindeki mecralarda her gün sayısız örneğine rastlayabileceğimiz ve artık her yeri kapladığını itiraf etmek zorunda olduğumuz yeni kültürün bizi zihinsel ve duygusal olarak nasıl bir sığlığa, nasıl bir yüzselleşmeye, hayatın aslî zenginliğine, enginliğine, derinlik ve güzelliğine nasıl yabancılaşmaya götürdüğünün kahırlı işaretleri…
(…) Yeni insanlar, yani bizler, elimizin altındaki bu servetin yabancısıyız artık. Her gün o paha biçilmez kelimelerle oynuyor, oynuyor ama bize ne söylediklerini işitemiyoruz.
Kitaplar bugünlerde daha çok satıyormuş, doğrudur. Mesele buysa, mesele yok! “
No Comments