“Hangi dilde yazılmış olursa olsun şiirler ona cesamet bahşeden kişiden koparılamaz.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde “Yazdıklarımın Soluklanma Vakti” üst-başlığı altında çıkan “Şiirler Kırpılsaydı Şiirin İpliği Pazara Çıkardı” başlıklı ve 17 Safer 1443 (24 Eylül 2021) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=89&KatId=5) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan oluşacak bu yazı. Başlığı teşkil eden alıntı da ilk paragrafın ortalarından.
” (…) Hiçbir şiir şairin ona biçtiği şekil dışına çıkarak varlık kazanmamıştır. Şiir tercüme edilemez diyenlerin temel tezi bundan başkası değildir. Şiiri şiir yapan kelime seçiminden başka ne olabilir? (…)
Şiir her ülkede dikkati hak edecek bir yere sahiptir. Niçin böyledir? Şiirden vazgeçmek dilden vazgeçmeğe varır çünkü. Her dilin gerek ritmi ve gerekse armonisi şiirde keşfedilir. Türk topraklarında şiir dikkatten ötesini hak ediyor. Şiire Hıristiyanların XIII. asrından itibaren millet oluşumuzun dokusu demek mübalağa sayılmaz. (…) İkinci Yeni şairleri ne yaptıklarının bilincinde miydi? Aralarında böyle bir bilincin oluşacağına bile ihtimal veren şair yoktu.
(…) Modernleşme niçin koruma altındadır? Çünkü Türklerin hayatında modernleşme İslâmî uygulamadan vazgeçme dışında bir gerekçeye bağlanamaz. (…)
Dünyada kendine mahsus ölçülerle başını dik tutabilmiş yegâne millet Türklerden müteşekkildir. (…) Biz Türkler İstiklâl Harbi’ne girerek Sevr anlaşmasını çöpe yollayacak gücü göstermiş millete mensubuz. Yoksa böyle bir vakıa tepeden tırnağa kuruntudan mı ibaret? Karşıma hiç müstemleke idaresi altında bulunmayışımızdan hayıflanan genç bir akademisyenin çıkmışlığı vardır. ‘Müstemleke olsaydık’ demişti, ‘hiç olmazsa bir Avrupa dilini konuşabilen insanlardan olurduk’. (…)
Resmiyet kanadında hiçbir tanınırlık görmeyen İkinci Yeni milletin damarlarına sızmış estetik duyguyla kendine bir yer açabildi. Yaptıkları tasniflerde benim şiirlerimi o cinsten bir kategoriye sığıştırmak isteyenler oldu. Nasıl bir insanı şair sayıp saymamak tercihi karşımıza çıkıyorsa bir metni şiir sayıp saymamak sıkıntısından da kendimizi alıkoyamıyorduk. Yani şiiri kırpmağa kimsenin gücü yetmiyordu. (…)
(…) Adını ister kapitalizm, ister merkezin çevreyi baskılamasından doğan mali hegemonya, ister Batı Medeniyeti koyun Dünya Sistemi olarak bildiğimiz şey geçiyormuş gibi yapıyor ama modernleşmenin ötesine geçemiyor. (…) Bir çıkış yolu elbette var. İpliği pazara çıkmamış bir ortam derdimize çare olmasa bile bizi bunalım içinde yaşamaktan kurtarır diyorum. Benim ne dediğimin anlamına kim vâkıf olacak? “
No Comments