İsmail Kara’nın “Atina’da Cami İnşası Nasıl ‘Millî-Dinî’ Bir Mesele Oluyor?” başlıklı yazısından birkaç alıntı
‘Derin Tarih’ dergisinin Ekim 2021 sayısında İsmail Kara‘nın başlıkta belirttiğim başlıklı bir yazısı çıktı. Bu yazının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan ibâret bir yazı olacak bu.
“Arzu ederseniz aşağıdaki haberi okuyarak dersimize başlayalım; 2003 yılı ortalarındayız, Atina’dan Yorgo Kirbaki bildiriyor : “Yunan Kilisesi’nin aşırı milliyetçilik ve ırkçılıkta kusur etmeyen lideri Atina başpiskoposu Hristodulos, 27 Ağustosta (2003) Dışişleri Bakanı Papandreu’ya gönderdiği mektupta, havaalanının yakınındaki Peania kasabası dışında (merkezde değil, muhabirin ifadesiyle ‘Allah’ın bir dağında’ ) bir cami inşa edilmesine itirazı bulunmadığını, ancak aynı bölgede İslâm Kültür Araştırmaları Merkezi kurulmasına şiddetle karşı olduğunu belirtti.’
‘Başpiskopos cenapları’ diyor İsmail Kara, dediklerinin, kendisinin beklentisine uygun ölçüde farkedilmediğini düşünmüş olmalı ki, bir müddet sonra ikinci bir mektupla, aynı bölgede ‘mecburen’ yapılacak cami ile birlikte bir kilise inşa edilmesini de dışişleri bakanından istemiş; ‘ferman buyurmuş’ demek lazım diye ekliyor, gerekçesini de belirterek; millî-dinî kimliği de ‘Helen – Ortodoks’ olarak ifade etmekten geri durmuyor.
“50’li, 60’lı yıllardan itibaren artan ve muhtemelen 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtından sonra yoğunlaşan cami karşıtı çokça gösterinin en ön saflarında her zaman siyah cüppeleriyle başpiskopos ve papazların yürüdüğüne ve halk üzerinde etkili olduklarına vurgu yapıyor. Bunlara bakarak “laiklik ve hümanizm elden gidiyor!” diye vahlanan, kaleme sarılan, bayrak açan Yunanistan’da kaç kişi olmuştur acaba? diye soruyor. (…) Bir arabaşlık vererek bu yazıdan haberdar etmemi bitirmemin yerinde olacağını düşünüyorum. “Tarihi örtmek Müslümanlığı ve Türkleri görünmez kılmak demek”.
No Comments