Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden sözler

 

“(…) Kurb-i nevafil: Allah’ın yardımıyla etki ve tesirin o kula ait olmasıdır. Dikkat et ki bu lafzın mânâsı gayet hassas ve kapalıdır.

Hâşâ ki hayatında hiçbir evliyânın kitabını düşünerek okuyup maksadını anlamadan dinden çıkanların (melâhide) inandıkları gibi “kul Hakkın kendisidir” demek değildir. Çünkü bütün evliyânın kitapları dinin aslına uygundur. Özellikle Muhiddin İbn-i Arabî‘nin (rahmetullahi aleyh) kitapları dinin ana prensiplerine (usûl; akaid) ve cüz’î hükümlerle kaidelerine (fürû’) uygundur. Ancak okuyanın anlayışının bozuk olmasından veya bilgisizliğinden dolayı bunlar avâmda şüphe uyandırır.” (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Mârifetnâme, 3. Cilt, s. 390, Sadeleştirme: Cafer Durmuş-Dr.Kerim Kara, Erkam Yayınları, ISBN: 978-9944-83-340-0 (3.c) )

” (…) İlme’l-yakîn aklî delillerden hâsıl olan ilimdir. Ayne’l-yakîn gözlemle (müşâhede) hâsıl olan ilimdir. Hakka’l-yakîn ise kulun sıfatlarının Hakk’ın sıfatlarında fânî olup kendisinin O’nunla ilmen, şuhûden ve hâlen bâkî olmasıdır. Çünkü hakîkatte kulun ancak sıfatları fânî olur, zâtı fenâ bulmaz. (…) Hakk’a iftira eden câhillerin yersiz ve geçersiz iddialarında olduğu gibi, kulun zâtı Hakk’ın zâtında fânî olmaz. Çünkü kul mevlâsına tam bir kullukla zillet, âcizlik ve miskinliğini ortaya koymakla, kulluğun zıddı olan sıfatların hepsinden geçerek O’na mânen yaklaştıkça, O da kendi cömertliğiyle kuluna iltifat edip kulun fânî olan çirkin sıfatlarına karşılık, kendi zâtına mahsus övülmüş sıfatlarından ona bağışlar.” (a.g.e., aynı Cilt, s.384)

“Müşâhede, cebbâr olan Allah’ın nurlu sırlarının mütalaasıyla, gaybın gizli âlemlerinde keşifler yapmaktır. Hazret-i Ömer (r.a.) şöyle demiştir: ‘Benim kalbim Rabbimi görmüştür.’
Hazret-i Ali (r.a.) demiştir ki: ‘Müşahede baş gözünün görmesi değildir. Lâkin irfân nûruyla kalbin cennet bahçelerini görmesidir ki, ‘görmediğim Rabbe ibadet etmem’ sözü buna işaret etmektedir.
Müşahede gönül dostunu görmektir. Hakk’ı sırrında müşahede eden âşığın kalbinden bu cihana dair ne varsa bütünüyle silinip gider ve onun gönlünde sadece Mevlâ’nın aşkı kalır.” (a.g.e., aynı Cilt, s. 219)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked