Seçtiğim bir gazete yazısından…

 

“(…) Adam küçük oğlunu okutmuş, devlet kapısında bir iyi iş bulsun cümlemizi kurtarsın diye düşünüyormuş.

Oğlan okumuş ziraat mühendisi olmuş. Şimdi bu çocuğun önünde hakim zihniyet olarak tek yol var.Devlette bir iş bulup memur olmak.
Oysa hektar hektar arazi ortasından geçen su ile onu bekliyor.
“Baba ben memuriyete girmeyeceğim, kendi arazimizi ekeceğim, bir yandan da süt sığırcılığı yapacağım” deyince başta babası-anası olmak üzere tüm akrabaları şunu söylüyor:
– Biz seni boşuna mı okuttuk?
– Ne için okuttunuz?
– Devlette memur ol, sonra müdür ol, yeğenlerini, akrabalarını işe al. Şanın yürüsün.
(…)
Bu zihniyetin temelinde köylünün ‘iyi tarım’ yapamadığı, ancak karnını doyurabildiği, yıllar yılı fukaralıktan kurtulamadığı, çoluk çocuk mektepten, hastaneden, yoldan mahrum kaldığı, çareyi şehre göçmekte bulduğu yatmaktadır.
(…)
Bozkırın ortasında tek bir adam.
Onun elinden tutmak bir zihniyet değişiminin tohumunu atmak lazım. Ki onun çocukları da babalarının yanında yetişsin, üç-dört nesil bu çiftliği çekip çevirsin.
(…)
Türkiye’de tarım devriminin temel unsuru bu zihniyet değişikliğidir. Ziraat tahsil etmiş köylü çocuklarının topraklarını işlemesi şarttır.
(…)
Markaya değil imzaya ihtiyacımız var. En önemli meseleyi unuttuk. Bu çocuk parayı nereden bulacak? ‘Genç çiftçilere hibe desteği’ öncü olacak gibi gözüküyor.
” (Mustafa Kutlu)
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked