“Kelimeler”
Süleyman Seyfi Öğün’ün bu günkü yazısının başlığı bu. Bu memleketin insanlarının “kelimelerle” sorunlu olduğu kanaatinin kendisinde artık derinleşmekte ve yerleşmekte olduğunu belirtiyor.
“Konuşmayı sevmiyoruz.” diyor. Bizde kelimelerden daha mühim olanın “kelimelerin bittiği yer” olduğu fikrinde. Bunun zâten geleneğin içinde, adap ve erkân tarafından teşvik de edildiğini söylüyor. Şu sözü önemli ve düşündürücü bir tespit: “Modern dünyâya doğru evrilen ve geleneksel kurumları bozulan Osmanlı’da, mâziden âtiye sızan, bu birikimin ilginç deformasyonu olmuştur.”
Suskunluğun en olgun meyvasinin müzik olduğunu söylüyor yazar. Şu cümlesini alıntılamalıyım:
“Gerçekten de Osmanlı müziğinin benzeri bir düzeyi yakalamak için bayağı bir coğrafya atlamak gerekiyor.” Bu müziğin kesinlikle bir melodik müzik olduğu kanaatinde.
“Konuşan insanın bir aşamadan sonra güvenilmez olmayı göze alması gerekir.” diyor. Bir de şu düşüncesini belirtmesi etkileyici ve düşündürücü: “Bizdeki anti-entelektüalizmin epistemolojik; yâni bilgi farkının doğurduğu kıskançlıklardan değil; varoluşsal ontolojik bir temeli olduğunu düşünüyorum.”
Ve sözü getiriyor “modernleşme”ye: “Modernleşme ise “eşitliğe” ve “katılıma” geniş alanlar açarak “ifâdeyi” kutsuyor ve herkesi konuşmaya sevk ediyor. Kelâmın hegemonik düzeyde; yâni gönüllülüğü de içeren bir şekilde “baskılandığı” bir kültürün buna uyum sağlamasının hayli zor olduğunu kestirebiliriz.”
Ve bu bağlamda dil devrimine değinmesi: “Dil devrimi aslında daha rahat konuşabilmesi istenen bir topluma semantik kolaylıklar sağlamak adına yapıldı. Ama netice tam bir felâket oldu. Osmanlı Türkçesinin imkânlarından da mahrûm kaldık. Sun’i ve kısır bir dile mahkûm olduk. Zâten kelimelerle meselemiz vardı. Buna bir de nesnel bir yoksunluk eklendi.”
Son sözlerinden üç cümle:
“Bugün artık çok konuşuyoruz. (…) Kaş altına gizlenmiş “afilli bakışlar”, yanaklarda seyiren “kenetlenmiş dişler” , derken kaslarda sıkışan enerjinin yumruk nâhiyesine yürümesi…
Kelimelerin yegâne işlevi bu devr-i dâimi kışkırtmaktan, köpürtmekten ibâret. (…)”
(alıntıların ve değinmelerin ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)
No Comments