Abdurrahmân Câmî’nin Şerh-i Rubaiyyat’ından Tâhiru’l-Mevlevî tercümesiyle Varlık ve Varlığın Birliğine Dair Rubâîler ve Şerhleri’nden (Tercüme ve Notlarla Yayına Hazırlayan: Aburrahman Acer; Litera Yayıncılık, 2014) alıntılar

 

” Müellif Abdurrahmân Câmî (h. 817/ m. 1414 – h.898/m.1492) yılları arasında yaşamıştır. Başlıca eserlerinden bazıları şunlardır: Nefehâtü’l-üns min hadarâti’l-kuds, Şevahidü’n-nübüvve, Tefsîr, Şerhu Fusûsi’l-hikem, Nakdü’n-nusus fı şerhi Nakşi’l-Fusus, Şerh-i rubâiyyât, Dîvân . (s. 23-24)

Bu eserin mütercimi Tâhiru’l-Mevlevî (h.1294/m.1877) Mehmed Esad Dede’nin (v.1329/1911) Farsça ve Mesnevî derslerine katılarak ondan ‘Mesnevîhânlık İcazeti’ almıştır. Sonrasında Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Mehmed Celaleddin Dede Efendi‘nin (v.1326/1908) eliyle Mevlevılik’e intisab etmiş ve 1001 günlük çileyi çıkararak ‘Mevlevî dedesi olmuştur. (s.25)

Arap ve Fars dilleri ve edebiyatlarına ve bilhassa İslâm Târihi’ne vakıf olan Tâhiru’l-Mevlevî, bazı mekteplerde Farsça, Edebiyat ve İslâm Tarihi hocalığı yapmış, bir müddet yayıncılıkta uğraşmış, Mahfel adında bir dergi çıkarmış, Sırât-ı Müstakîm ve Cerîde-i Sûfiyye gibi dergilerde de yazılar yazmıştır. Bir aralık Şapka Kanûnu’na muhalefet gerekçesiyle İstiklâl Mahkemeleri’nde yargılanmış ve sonunda berâat etmiş fakat mekteplerde hocalık yapma hakkı -birkaç yıl için- elinden alınmış bulunan bu zât 1371/1951 senesinde vefat etmiş ve Yenikapı Mevlevîhânesi hazıresine defnedilmiştir. Eserleri arasında belki de en meşhuru 14 cildlik Mesnevî-yi Şerîf Şerhi’dir. (s. 25-26)

Şerh-i Rubâiyyât Hakkında

Bu eser Abdurrahman Câmî tarafından nazmedilen rubâîlerin, yine kendisi tarafından yapılmış şerhidir. Bu eserin Osmanlı devrinde yapılmış tahkiksiz bir baskısı vardır. A. Câmî hakkında yaptığı çalışmalarla tanınan Necip Mâyil Herevî tarafından da tahkikli bir neşri yapılmıştır.

(…) Bu eser, Abdurrahman Câmî‘nin doğrudan vücûd’u / varlık’ı ve varlığın birliğini ele aldığı eserlerinden biridir; Bu eseri mürşidi Sa’deddîn Kâşgarî’ye intisâb ettikten sonra kaleme aldığı anlaşılmaktadır. (s. 29)

Tâhiru’l-Mevlevî‘nin Şerh-i Rubâiyyât Tercümesi de dahil olmak üzere Farsça’dan yaptığı dört tercümeyi ihtiva eden Tercümeler isimli yazma mecmuanın tek nüshası M.Ü. İlahiyat Fak. Kütüphanesi, Yazmalar Koleksiyonu, nr.YO21’de bulunmaktadır (mütercimin el yazısıyla). Tâhiru’l-Mevlevî‘nin hayatından bahseden eserlerin bir kısmında bu mecmua hiç anılmamış, bazılarında ise sadece var olduğu bilgisi verilmiş olup hakkında malumat bulunmamaktadır. (…) (s. 31)

Tâhiru’l-Mevlevî’nin Şerh-i Rubâiyyât Tercümesi‘nin en önemli yanlarından biri, her ne kadar tam bir tercüme omasa da -bilindiği kadarıyla- Şerh-i Rubâiyyât‘ın bir eser olarak yapılan ilk ve tek Türkçe tercümesi olmasıdır. (…) (s. 35)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked