AK Parti’de yaklaşık 21 ayda olan biten üzerine birkaç söz
Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından ilk olarak cumhurbaşkanı seçilmesiyle AK Parti’de ve hükümette kimin başa geçeceği meselesi ortaya çıkınca bizzat kendisinin işaret etmesiyle sayın Ahmet Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olmuştu. Yaklaşık 21 ay önceki bir olaydı bu.
O olay kimilerini muhakkak şaşırtmıştır. Ben de onlardan biri idim. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan o gün mesela neden sayın Binali Yıldırım’ı değil de sayın Ahmet Davutoğlu’nu işaret ettiydi? Bu soru, bu günkü yazısında Hasan Bülent Kahraman’ın şu söyledikleri çerçevesi içinde de var (Sabah, 23.05.2016, “Binali Yıldırım ve yeni dönem” başlıklı yazı):
“(…) Buradaki ilginç soru şu: Erdoğan, ‘Yıldırım modelini’ neden daha önce denemedi, kendisinden sonraki ilk Başbakanlığa Davutoğlu’nu getirdi? Bu sorunun cevabı şimdilik meçhul. Fakat bunun kendi ‘Başkanlık pratiğiyle’ doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmek gerekir ki, o yaklaşım zaten bundan sonrasını da tayin edecektir. Artık kendi içinde büsbütün bütünleşmiş bir Akparti var. (…)”
Beni şaşırtan sebep, şu söyleyeceklerimden anlaşılabilir: sayın Ahmet Davutoğlu bu çevrede şahsiyeti ve hizmetleriyle tanınan, akademik ve entelektüel yeteneği ve birikimiyle temayüz etmiş biriydi. Baş Danışman olarak da, Dışişleri Bakanı olarak da AK Parti iktidarı kendisinden istifade etmişti ama partinin genel başkanı ve başbakan olarak belirlenmesi için belirttiğim özellikleri tercih sebebi olabilir miydi? Ummuyordum onun işaret edileceğini. Edilince şaşırmıştım dolayısıyla ve sevinmiştim tabii ki. Ama bu 21 ay zarfında ne oldu ki, o zaman işaret edileceğini tahmin edebildiğim sayın Binali Yıldırım ancak şimdi onun yerine bu görevlere geldi? Bu sorunun cevabı benim için de meçhul. O derece meçhul ki, şimdi, AK Parti adına açıklama yapan çoğu kişinin dediğini Hasan Bülent Kahraman da ifade ediyor: “Artık kendi içinde büsbütün bütünleşmiş bir Akparti var.” Ne oldu bu yaklaşık 21 ay içinde de, bu değişiklik bu derece sevinçle karşılanıyor yaygın biçimde? “Artık iktidarın atılım yapabileceği şartlar gerçekleşti” gibi bir hava hâkim sanki partide. Dilerim öyle olur. Zaten alternatifsiz bu parti ta başından beri. Ona oy verenlerin başka bir partiye oy vermeleri mümkün değil. Şimdi daha bir güçlendiği, sanki bir problemin ortadan kalktığı gibi bir düşünce ve coşku var çoğu kimsede. Bunun anlaşılması zor. 21 ay kadar süren bir deneme yapıldı da şimdi bu denemenin sonucunun memnunluğu mu yansıtılıyor? Hasan Bülent Kahraman’ın dile getirdiği “Artık kendi içinde büsbütün bütünleşmiş bir Akparti var.” kanaatini taşıyor olmalılar bu coşku içinde konuşanlar.
No Comments