Başarısız darbe girişimi kimin işi?

 

Söz konusu girişimin başladığı gece olayın duyurulduğu ilk dakikalardan itibaren bugüne kadar bu olay adı tek olarak anılan bir grubun veya örgütün işi olarak seslendirildi. Her ne kadar TRT’den girişimin o gece bir ara “TSK’nın yönetime el koyduğu” şeklinde bir anonsu duyulduysa da, bunun gerçek bir durumu yansıtmadığı sonraki dakikalarda anlaşıldı. O grup veya örgütten başka bir ortak failden dahi bahsedilmedi daha sonra.

ABD’nin Pensilvanya eyaletinde ikamet eden grup veya örgüt liderinden ilk duyulan sözler içerisinde şu kelimeler, ibareler geçiyordu: tiyatro, ahmaklar, sevinmeler, düğün bayram etmeler. Bu başarısız girişimin kendi işleri olmadığını, bir oyun veya tiyatro olduğunu; sevinenlerin, düğün bayram edenlerin de ahmaklar olduğunu belirtmiş oluyordu. Daha sonra ise NYT’da bir yazısı yayınlandı bu kişinin. Bu yazıda kendisinin bu olayla hiçbir alakasının olmadığını, olamayacağını; grup içinden birisi bu işi örgütlemişse, o kişinin, kendisinin düşünce ve yaklaşımına ihanet etmiş olacağını söylemek istiyordu. Ayrıca bu yazısında radikal İslamcı düşünce ve eylemleri olan örgütlerden söz ederek, kendisinin ve grubunun bu düşünce ve eylemlerden uzak olduğunu; Türkiye’de AK Parti’yi önceleri demokrat bularak desteklediklerini, sonradan ise bu partinin liderinin demokratlıktan otoriterliğe savrulduğunu, cumhurbaşkanı seçilince de olumsuz anlamda değerlendirdikleri bir başkanlık sistemine geçişi ısrarla savunduğunu; Kürt vatandaşlara haksızlık yapıldığını; mezhepçilik, ırkçılık ve dincilik yapar duruma geldiklerini anlatmaya çalışıyordu.
Liberal ve demokrat olarak bilinen, iktidarı her durumda savunmayan bir yazar olarak tanınan Ali Bayramoğlu’nun, “Darbe kimin işi?” başlıklı yazısında (Yeni Şafak, 20.07.2016) söylediklerinden bir kısmı:
“Onlarca karine, gösterge, işaret arasından bir kaçına bakalım…
Önce bir haber:
“Gülen cemaatinin üyesi olduğu iddasıyla görevinden alınmış olan, İstanbul eski Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı, Vatan Caddesi’nde bir tank içinde askeri kamuflajlı olarak gözaltına alındı. Aynacı’nın tankın üstündeki askeri giysili görüntüleri DHA kamerasına yansıdı…”
Sonra bir söyleşi:
MİT’in istihbarattan sorumlu eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş muhabir Ekin Karaca’nın, “Darbe girişimini Gülen Cemaati’nin yaptığından kesin emin misiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Kesinlikle… Bu tereddüt götürmez bir durum. (…) Benim kendi pratiğim açısından Gülen Cemaati 1970’li yıllardan itibaren özellikle TSK, Emniyet ve yargıda, devlet bürokrasisinde kadrolaşıyor. Bir defa TSK içerisinde ciddi şekilde örgütlenmiş, Silahlı Kuvvetler bünyesinde yaygın şekilde birbiriyle bağlantılı olarak hareket eden bir yapı söz konusu. Bu yapıda çok üst rütbeliler de bulunuyor…”
Ve Genelkurmay’dan bir açıklama: “15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimleri 17 Temmuz 2016 günü saat 16:00 itibariyle bütün yurt genelinde tam anlamıyla bastırılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlik ve kurumlarının tamamında mutlak kontrol sağlanmıştır…” (Girişiminin) Türk Silahlı Kuvvetlerinin (…) ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.”
Elbette ki, grup liderinin, çok sayıda şehitler verilen, çok önemli yerlerin bombalandığı, halkın önemli alanlarda günlerce gece-gündüz darbeye direndiği bu istisnaî darbe girişimiyle kendisinin ve grubunun ilgisi olmadığını belirtmesi, üstelik bunun bir tiyatro olduğundan, tüm dünyanın buna güldüğünden, ahmaklar dediği insanların ise sevindiğinden, düğün-bayram ettiklerinden söz etmesi; eğer gruptan birisinin bu işte rolü varsa, bunun kendisinin ve grubunun ilkelerine ihanet olduğunu yazması ancak tuhaf ve bazı roman ve oyun türü edebiyat eserlerinde karşılaştığımız tiplerle mukayeseye imkân veren bir tavır olarak düşünülebilir.

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked