Bilim, felsefe, yöntem ve ahlâk: İhsan Fazlıoğlu’ndan tanımlar, düşünceler…
İhsan Fazlıoğlu‘nun “SÖZÜN EŞİĞİNDE” adlı kitabından (Papersense Yayınları, 1.Baskı: Kasım 2013, ISBN:978-605-160-878-5) birkaç satır alıntılayacağım bu terimlerle ilgili olarak.
“Günümüzde ahlâkın kaynağını nasıl belirleyebiliriz? (…) Ahlâkın kaynağı konusuna girmeden önce, diyeceklerimi açık seçik kılmak için üç terimi tanımlamaya çalışacağım: bilim, felsefe ve yöntem. (…) (s. 122)
Bilim, en genel anlamıyla mahsûsun makule tercümesidir. Mahsus sözcüğünü, (…), kısaca duyarlılık olarak anlıyorum. Duyarlılık, (…), ki bu, bilme eylemini boşandıran asgarî ontik zemindir, çünkü içeriği, yani bilineni verir. (…) (s. 122-123)
Felsefe ise, yine kısaca, bu makûlâtın tahkikidir; bu nedenle felsefe doğrudan mahsûsât ile uğraşmaz; tersine, tek tek bilimlerin mahsus alanlarından elde ettikleri makûlâtın tahkikini yapar. (s. 124)
(…) Daha yalın bir ifadeyle; matematikçi matematik üretir, matematik felsefecisi bu üretimi tahkik eder, yöntem-bilimci, mantıkçı ise bu üretimin ilkelerini, mekanizmalarını ve süreçlerini tahlil eder. (…)” (s. 125)
(…) Sonuç olarak Hayat, Tarih, bir kasıt ve amaç taşıyan insan iradesinin tezahürü olarak anlamın tahakkuk etmiş, gerçeklik kazanmış, tecessüm etmiş, cisimleşmiş, üç boyut kazanmış hâlidir. (…) (s. 129)
(…) Ahlâk, mahsus nesneleri bakımından eylem alanına aittir; doğa ile bir ilgisi yoktur. Ahlâkın eylem alanına ait olması demek, gerçeklik küresinin hayatın / tarihin içinde olması demektir. Bu önermenin sonucu açıktır: Öyleyse tüm ahlâkî değerleri, tabiattan değil, yukarıda çerçevelediğimiz özellikleri haiz eylemin tecessüm ettiği hayattan türetebiliriz. (…)” (s.131)
No Comments