Bilim, siyaset ve hakikat… İki gazete yazısından kısa alıntılar

 

Carl Gustav Jung’un her bir çakıl taşının biricikliğine dair meşhur ve yine de hatırlanmaya muhtaç sözü: “Bilim bir plajdaki tüm çakıl taşlarının ortalama büyüklüğünü hesaplayabilir, ama belki de o plajda o büyüklükte tek bir taş yoktur”

“Şahit olduğu her hadiseden hakikat külliyatının bir başka cüzünü okuyan insanlar da var.”
http://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/parcanin-butunlugu-2040356

(…) Bir defa şunu gözden uzak tutmamalıyız ki, bu çıkış tek başına Barzânî ve ekibinin fırsatçılığı veyâ iç siyâsal hesaplarının neticesi olarak değerlendirilmemelidir. Bu basbayağı; Barzânî’ye de fazlaca bir seçenek bırakmayan dışarıdan bir dayatmanın ortaya çıkardığı bir durumdur. Zamanlaması da bu dayatmayı yapanların çıkarlarıyla örtüştürülürse anlaşılabilir. Herşey bir yana; tabiî ki geceden sabaha, Kürtler devletleşmiş olmuyor. Ama “öyle olduğu varsayımı” doğurulmuş oluyor. Film platolarında o kadar başarılı replikalar yapılıyor ki; bunların sahte olduğundan bir an bile şüphe etmiyoruz. Koca film boyunca onu gerçek zannediyoruz. Evet Kürtler devletleşmiş olmuyor ama, filmi çevirmek için yeterli olan bir siyâsal plâto kurulmuş oluyor. Mühim olan da bu olsa gerekir. Bu sözde devletin ne kadar yaşayacağı veyâ yaşatılacağı ise senaryonun ona biçtiği zaman kadar olacaktır.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/referandumun-ardindan-2040346

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked