Dünya hayatında hakikat arayışının bir tür tezahürü veya yansıması: bunalım
Bazılarımız okuma ihtiyacı duyarız ve okumaya değer yazı ararız. Aradığımız yazı(lar), bulduk mu, sıkıntımıza, bunalımımıza bir ölçüde de olsa karşılık olur. Demek ki insanın sıkılmasına, bunalmasına bir çare de, aradığı yazılar. Öylesi yazıları kaleme alanlar da en azından sıkılma, bunalma nedir bilenlerden o halde. Yani kimi yazı kaleme alanlar, kimi kitap telif edenler ve bunları okuyanlar sıkıntıyı, bunalımı yaşamlarında tanıyanlardır.
Dünyaca ünlü yazarlar ve şâirler arasında da bunalımı, sıkıntıyı tanıyanlar ve yazılarında, kitaplarında yansıtanlar olduğunu biliyoruz. Özellikle günümüzde ‘çok okunan (satan) kitaplar’ diye bilinenler arasında değildir bu türden kitaplar; ülkemizde de, dünyada da. Ama müellifleri tanınmışlar, ünlenmişlerdir. Öyle ki klasik eserler diye bilinenler arasında da vardır böylesi eserler.
Hakikat arayışıdır sıkıntının, bunalımın en temelindeki sebep. Yani bunaltan, sıkıntıya yol açan içinde yaşadığımız dünyada insanlar arası ilişkiler, insanların fikren önemser gözüktükleri dinî ilkelerin bütün olarak yaşamlarına yansımayışı, hattâ o ilkelerle çelişki teşkil eden davranışlar, eylemlerdir. Büyük kalabalıkları oluşturan kimilerinin yaşamlarına geçiremedikleri, kimilerinin de açık açık önemsemedikleri dinî ilkelerin tek tek insanlar ve toplumlar için belirleyici olamayışı; kulluk/kölelik edilen nesnelerin câzibesinin ve sadece dünyevî yaşamdan, burada yaşayıp ölmekten ibâret din dışı bir anlayışın hüküm sürmesine, dine bağlı olarak ve ahlâkı yaşamın ana ilkesi sayarak yaşamanın marjinal kalmasına yol açmaktadır. Çok sayıda bunalan ve sıkıntı hisseden insanın bunların bu anlamda farkında olmamaları elbette söz konusu; zaten farkında olsalar Hakk’ı ve hakikati aramaya yönelirler ve kurtuluşun o yönde olduğunu anlarlar. Ama yine de bunalmayan, sıkılmayan, dinî anlamda bir kulluk kaygısı olmaksızın aynı tarz yaşayanlara göre daha ümitli olunabilmekte öyleleri hakkında. Çünkü bunalmadan, sıkılmadan yaşayanlar varolmanın anlamına ilişkin kaygı taşımayan, dünya yaşamını esas ve tek yaşam olarak düşünen, “burada yaşarız ve ölürüz; hepsi bundan ibârettir” diye özetlenebilecek bir yaşam ve dünya anlayışına sahip kimselerdir. Sırf çıkarlarını gözeterek yaşamaya yoğunlaşmışlardır; bunalımdan ve sıkıntıdan, entelektüel kaygılardan uzak, bencilce yaşarlar ve ölürler. Böyle yaşayanlar arasında entelektüel kaygı taşıyanlar, bilimle ve felsefeyle ilgili olanlar da vardır az da olsa; onlar da cüz’î akıllarını rehber edinmiş kimselerdir genellikle. Oysa dinle alâkası olmasa bile, yaşamın anlamını merak ederek, düşünerek, okuyarak yaşayanlar olduğu gibi böylesi entelektüeller, şairler, ressamlar ve müzisyenler de vardır yaşamakta ve gelip geçmiş olan. Mesela ülkemizde dindar olup da okumaya meraklı insanlar arasında dünyaca ünlü bazı yazarları, şairleri, eserlerinde yansıttıkları bunalım, kaygı, sıkıntı sebebiyle okuyanlar olduğu bilinen bir gerçektir. Onlar da dindar bilinseler dahi kendilerini emin olarak doğru yolda görmeyip, iman ve ibadette eksiklerinin farkında olan; dolayısıyla sıkıntısı, derdi olmayan insanlar değildirler. İşte birçok insan bunalımdadır; insanlık durumu, dünya ahvâli onları sıkmaktadır; rahat ve esenlikte hissetmemektedirler kendilerini. Dinsiz veya dindar görünseler de… Bu edebiyata da, şiire de, resme de, müziğe de yansımıştır, yansımaktadır.
Her ne kadar günümüzde çok sık rastlanmasa da toplu taşıma vasıtalarında kitap okuyanlara rastlanırdı tek tük de olsa eskiden. O kadarı bile bir anlam ifade ederdi. Şimdilerde hemen herkes böylesi toplu bulunulan yerlerde cep telefonlarına odaklanmış durumdalar. Bu hiç de hayra âlâmet bir manzara olarak gözükmüyor. Neredeyse toplu bulunulan yerlerde insanların ilgileri kesintisiz olarak telefon ekranına gömülmeyi andırır bir manzara oluşturmakta. Diğer bir deyişle bir tür yaygın bir bağımlılık söz konusu. Bu da başka bir insanlık durumu olarak gözüküyor. Bunalımın yeni bir tezahürü olarak düşünülebilir mi? Entelektüel boyutu olmayan yaygın ve genel bir bunalımın veya sıkıntının yansımasıdır belki.
No Comments