” ‘Demokrasi’ 1930’lardan bu yana yaşadığı en büyük krizlerden birisinin içindedir.”
Başlıktaki cümle, M. Şükrü Hanioğlu‘nun 3 Haziran 2018 tarihli ve “Karşı dalga mı? Demokrasi çağının sonu mu?” başlıklı yazısının (Sabah) ilk cümlesi.
Bu yazının birkaç yerinden alıntılar sunarak son bölümü özetleyeceğim.
“ “Demokrasi” 1930’lardan bu yana yaşadığı en büyük krizlerden birisinin içindedir. (…) “Demokrasi Ölüyor mu? Bir Küresel Rapor” başlığı altında toplanan tahliller karamsar bir tablo çizmektedir (Foreign Affairs dergisine atfen -a.a.-). (…) Bu yaklaşıma göre, liberal demokrasileri de etkileyen kriz, yeni bir “demokrasi karşıtı dalga” olmanın ötesinde ve yapısal karakterlidir. (…) Uzun bir aradan sonra “demokrasi”nin ideal rejim olma özelliği de tartışmaya açılmış ve “otoriter modernlik” ciddî bir seçenek haline gelmiştir. (…) Ancak “demokrasinin gerileyişi,” otoriterliğin küresel yükselişi ile sınırlı kalmamaktadır. Günümüzde, (…) benzeri ters yönlere gelişen ikili süreçler yerine “demokrasinin global ölçekte gerileyişi” söz konusudur. (…) Günümüzde basit bir “karşı dalga”dan ziyade iç içe geçmiş iki gelişme yaşanmaktadır. (…) Eşanlı olarak yaşanan bu iki gelişmenin birbirini etkilediği açıktır. (…)“ Yazar, son cümlelerinde, liberal demokrasilerin başarısının, belirttiği alanlarda dönüşümler gerçekleştirilmesine, böylece demokrasinin yeniden işlevselleştirilmesine bağlı olduğuna değiniyor ve tersi durumda otoriterliğin yükseldiği, “melez rejimler”in olağanlaştığı, liberal demokrasilerin ise işlevsizleştiği kasvetli bir geleceğin ortaya çıkacağını ifade ediyor.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2018/06/03/karsi-dalga-mi-demokrasi-caginin-sonu-mu
No Comments