” ‘Dilediğini aziz yaparsın.’ (Âl-i İmran, 3/26) Yani bilgiyle aziz yaparsın.”
Muhyiddin İbn Arabî‘nin (m.1165-1240) ünlü eserlerinden biri olan Fütûhât-ı Mekkiyye‘nin Prof.Dr. Ekrem Demirli çevirisi ile 12. cildinden bir bölümden (354. Bölüm/24. Sifir) yer yer bazı alıntılar sunmak suretiyle âlim(bilgi sâhibi), ilim(bilgi) ve bunlara bağlı davranış (amel) hakkında bilgi ve düşünce ufkumuzun etkilenmesi ve zenginleşmesi ümidi taşıyorum.
“İman bilginin verdiği kesinliği ve açıklığı vermediği sürece, iman değildir.” (s. 226)
“Hz. Peygamber zinakâr hakkındaki hadisinde şöyle der: ‘İman ondan çıkar, bir gölge gibi üzerinde durur.’ Bu konuda bizim bir hüsnü tahlilimiz vardır, şöyle ki: Zinakâr Allah’tan kendisine inecek bir belaya maruz kalmıştır. İman ise bir gölge gibi onun üzerinde kalmak suretiyle ondan çıkar. Gölge belanın -şayet inerse- kula ulaşmasını engeller.” (aynı s.)
“Dostum! Dikkatini çektiğimiz bu açıklamadan gâfil kalma! Allah âyetleri ancak haklarında bilgi gerçekleşsin diye ortaya koymuş ve artırmıştır. Allah bilir ki, bilgi olursa, amel onun ayrılmaz özelliği olacaktır.”(aynı s.)
“Hak kullarına beyan ettikten sonra, bir kısmına bilgi ihsan eder ve bu kısım kendilerine verilen bilgiye göre amel eder. Bir kısmını ise bilgiden mahrum bırakır; bu kısım dalâlete düşer ve hayrette kalır, kuşkuya, tereddüde kapılır ve çekimser kalır.” (s. 227)
“Hakikati bilen birinin zâhirde onu itiraf etmesi gerekmez, fakat içinden onu tasdik etmesi bilginin ayrılmaz özelliğidir. (…) Allah Teâlâ ‘Nefisleri ona kesin olarak inanmıştır.’ (Neml, 27/14) der. Yani onların âyet olduklarına inanmışlardır. Böylece gerçeği bilmişler ve bilgilerine göre de amel etmişlerdir. Bu amel bilginin nefse yerleşmesi demek olan kesin inançtır.” (aynı s.)
“(…) Ebleh ve taklitçi mü’min, kendi cehaletini cehennemlik âlimin üzerinde görür, ondan Allah’a sığınır, onun çirkinliğine şahit olur; Allah’ın cehennemlik âlimin bilgisini kendisine giydirerek verdiği nimeti nedeniyle de şükreder. Bu âlim ise cennetlik adama bakar, hasretine hasret katılır. (…) Çünkü cehennemlik âlimler şunu öğrenmiştir: Mü’min oldukları takdirde, câhil bile olsalar mutluluk diyârına intikal ettiklerinde, bilgisizlik elbisesi çıkartılıp bilgi elbisesi onlara giydirilecektir. Bu nedenle âkıbet hayır olduğu için, dünya hayatında bilgisiz olmayı önemsemezler. (…) Allah Teâlâ bu dünya yaratılışında bilenler için unutma özelliği yaratmıştır. (…)” (s. 231)
No Comments