“Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz”
“Ed-duhan” sûresinin 12. âyetini merhûm Balıkesirli Hasan Basri Çantay anlam olarak (meâlen) dilimize böyle çevirmiş (Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, 3. Cild, Yedinci Baskı, Balıkesirli Hasan Basri Çantay, H. 1393 / M. 1973, Naşiri: Mürşid Çantay, Bayezid-İstanbul).
Hemen bunu izleyen (13.) âyetin meâli ise şöyle: “Onlar için düşünüp ibret almak nerede? Kendilerine (hakîkatleri) açıklayan bir peygamber geldiği halde.”
Bu sûrenin 9. ve 10. âyetlerinin meâllerini de, bağlamın anlaşılması bakımından aktarmam gerekiyor aynı kaynaktan:
“Hayır, onlar (tekrar dirilmekten) şüphe içindedirler. (Bununla) eğlenirler.”
“O halde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habîbim).”
Bu son aktardığım 10. âyete ilişkin bir dipnot var andığım kaynakta (12. dipnot). Genişçe olan bu dipnotu şöylece özetlemeye çalışayım:
Gerçekten müthiş bir kuraklık başlıyor. Kâfirler aç kalıyor. Bunun şiddetinden gökle yer arasını yoğun bir duman bürümüş olarak görürler (Celâleyn’e atfen). Bu duman kıyâmet gününden evvel zuhur edecek kıyâmet alâmetlerindendir. Bütün yeryüzü bacasız bir fırın gibi kızacaktır. Denildi ki Kureyş kavmi Resûlullah sallallâhü aleyhi ve selleme isyan edince, o, onlar aleyhinde Yusuf aleyhisselâmın yedi kıtlık yılı gibi kıtlık gelmesi için dua etmişti. Derhal bu kıtlık başlar ve devam eder. Açlıktan o hâle gelirler ki köpek leşlerini, kemiklerini, dahası kene gibi şeyleri yemeye mecbur olurlar. Herkes yerle gök arasını dumanlı görür (Beyzâvî ve Medârik’e atfen). Abdullah bin Mes’ud radiyallâhü anh şöyle rivayet etmiştir: “Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem kendisine Kureyş’in şiddetle isyânını görünce: “Yârâb, Yusuf’un yedi yılı gibi onlara da yedi yıl kıtlık vermek suretiyle bana yardım et” diye dua etmişti. Onları bir kıtlıktır yakaladı. Birçokları açlıktan öldü. Ölü etleri ve kemikleri yediler. Yerle gök arasını dumanlı görür oldu herkes. Nihâyet Ebû Süfyan, Hz. Peygamberin huzuruna gelerek der ki “Yâ Muhammed (sav.) sen bize akraba ile irtibatın devamını emrediyorsun. Kavmin ise helak oldu. Allah’a dua et de onlardan bu belayı kaldırsın.” Bunun üzerine Resûl-i ekrem (sav.) dua eder ve kıtlık sona erer. İbni Mes’ud (ra.) bu rivayetten sonra bu âyetten 15. âyetin sonuna kadar olan kısmı okudu (Buhari’ye atfen). Adı geçene göre 16. âyette beyan buyurulan intikam günü de “Bedir” günüdür (Buhari’ye atfen). Huzeyfe bin esîd-il Gıfârî (ra.)’den rivâyet olunan kıyamet alâmetleri hadîsine ve adı geçenin bu münasebetle açıklayıcı beyânına göre “Duhan= Duman” olayı kıyamet gününden önce hakikati ile zuhur edecek, bütün yer yüzünü kaplayacak, bu durum kırk gün kırk gece sürecek, mü’minleri bir türlü, kâfirleri başka türlü etkileyecektir. (Müslim, Taberanî, Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, İbni Mâce, İbni Hibban : Ebuttufeyl, Huzeyfe bin Esîd radiyallâhü anhümâ)
12. âyetin meâli başlıkta, 13. âyetin meâli ise yukarıda sunulduğu için, bu ikisi hâriç, dipnotta İbni Mes’ud (ra.)’ın okuduğu belirtilen âyetlerin ve son yorum yaptığı âyetin (11., 14., 15. ve 16.) meallerini de sunarak, ziyadesiyle düşündürücü olması gereken -bunun için paylaşmak istediğim- bu konuda düşünelim ve etkilenelim inşallah dileğiyle bitireyim yazıyı.
“(Öyle bir duman ki, bütün) insanları saracaktır o. “Bu pek yaman bir azâb” (diyecekler).” (11. âyet meâli)
“yine ondan yüz çevirdiler. (Ona kimi) “bir öğretilmiş”, (kimi) “bir mecnun” dediler.”(14.âyet meâli)
“Biz bu (duman) azâbı (nı) biraz açıp kaldıracağız. (Fakat) siz, şüphe yok ki, tekrar dönücülersiniz.” (15. âyet meâli)
“Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikam alıcılarız.” (16. âyet meâli)
No Comments