Fütûhât-ı Mekkiyye 18.(son) c.’den alıntılar

 

Muhyiddin İbn Arabî‘nin (m. 1165-1240) en ünlü iki eserinden biri olan(diğeri Fusûsu’l-Hikem) ve 18 cild olarak Ekrem Demirli çevirisi ile Litera Yayıncılık’tan (2012) çıkan Fütûhât-ı Mekkiyye‘nin 18. Cildi’nden yapacağım bazı alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak.

“Gölge hiçbir kişiyi hareket ettiremeyeceği gibi sen de Allah’ın karşısında öyle olmalısın.” (s. 153)

” Açık şirk fiilinin bir araçla meydana getirildiği şirk iken, gizli şirk aletle yapılabilecek bir konuda alete ve araca güvenmek demektir.” (s. 154)

“Sen nefislerini âyetler nedeniyle (günahlardan) çevirenlerden ol, âyetlerden çeviren olma! Onlardan yüz çevirenler nefisleriyle perdelenmiş, nefislerine sahip olmadıkları özellikleri nispet etmiş kimselerdir. (…) Onlar eşyaya (şeylere) Allah’ın emriyle kendisinden var olmaları bakımından bakarlar. Bütün eşya (her şey) Allah’tan O’nun emriyle var olmuştur. O halde emir zâtî varlığa bitişmemiştir.” (s. 154)

Onlar kendileri hakkında kâfir olmaları hususunda şâhitlik etmişlerdir .’ (el-En’âm, 6/130) “Onlar şahitlikleriyle kendilerini bedbaht edenlerdir.” (s. 155)

“İnsanın kendini bilmeyişi şaşılacak bir iştir. Ârif kendini nasıl bilmez ki? Üstelik onu bilmediğini de bilir.” (s. 156)

‘ Kaza ve kader altında sakin kalan kişi / Rıza mertebesine ulaşmış kişidir.’

‘Her şeyi güzellik olarak kuşatmış / İşin sırrı kendisinden gizli değil, yoksa

Kaza altında sakin olmak / bazen rızadan kaynaklanmazdı ‘ (s. 161)

Göklerde ve yerde bulunan her şey isteyerek veya zorla Allah’a secde eder.’ (er-Rad, 13/15) (Gök yükseğe ve yer aşağıya işaret eder.) (s. 162)

Şöyle demiştir: ‘ Nurun velayeti ve idaresiyle zuhur gerçekleşir, bu durumda eşyanın hakikati görünür, gamlar ve endişeler parçalanır, bakılan her yerde Allah’a ait bilgi ve fetih ortaya çıkar; aynı bilgi başka bir şeyde yoktur.’ (s. 163)

‘(…) Muhtaçlıktan sakınmalısın! Zenginler sahip olduklarına muhtaç oldukları için Allah’tan başkasıyla perdelenmişlerdir. Onlar ellerindekinden fazlasını istemiş, tatmin olmamışlardır.’ (s. 164)

‘Kendisinden sonra sıkıntı olmayan rahatlık yok / Onu böyle bilen kişi rahatlar / Allah bize böyle haber verdi / Eziyetin takip ettiği rahatlık dedi’

Şöyle demiştir: ‘Nefsin mutlu olacağı bir işle rahatlamak Allah’ın sevmeyeceği bir rahatlamaktır. Bunu bilmelisin! Allah şöyle der: ‘Allah çok sevinenleri sevmez.’ (el-Kasas,28/76) ”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked