Fütûhât-ı Mekkiyye’de “Muhabbet Makamının Bilinmesi” bölümünden bazı alıntılar
Müellifi (yazarı) Muhyiddin İbn Arabî olan, çevirisi Prof. Dr. Ekrem Demirli tarafından yapılan Fütûhât-ı Mekkiyye‘nin (Litera Yayıncılık, 2008, 8. Cild) başlıkta belirtilen bölümünden (Yüz Yetmiş Sekizinci Bölüm) yapacağım bazı alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Sevgi hem insana hem Allah’a ait / Mahiyetini bilemeyeceğimiz şekilde
Sevgi bir zevk, hakikati bilinmez / Allah, Allah! Şaşılacak bir iş değil mi?
Sevginin gerekleri bana giydirir Tıpkı hazır ve unutan gibi, iki zıddın elbisesini.
Sevgiyle Hakkın zorunluluğu geçerli oldu Bizde ve O’nda görünce, benzerler değiliz
Mağfiret dilerim bu sözümden Allah’a şükür olarak söyledim o söz
Bu konunun içerdiği bölümler arasında şunlar da vardır: Bir vakıa’da Hakk’ın bana bu mısralarda yer alan bir anlamla hitap ettiğini gördüm. Daha önce sadece o vakıada duyduğum bir adla beni isimlendirmişti. Bu isim Nerdiyar idi. Bu lafzın anlamını sorunca bana şöyle demişti: ‘Evin tuttuğu!’ İşte bu şu mısralarda dile getirildi. Onu bu kitaba olduğundan daha uzun bir şekilde yazdım. Burada kaydettiklerim sadece gerçekleşmiş olan şeylerdir.
Suretimi izhar edeyim diye seni evimde tuttum / Sizi tenzih ederim, tenzih ederim sizi
Gözlerin benim gibisine bakmadı / Hiçbir göz senin gibi insanı görmedi
İmkânda sizden mükemmeli yok / Buna şeriattan bir kanıt getirdim:
Sizden başka hangi kanıt olabilir ki? Her durumda gerçekleşendir o
Âdem suretiyle yaratıklarıma göründüm / Şeriatlarımda inanç olarak saptadım
İmkânda sizden mükemmeli olsaydı -Olsaydı- nakıslık bende olurdu
Allah kimsenin ulaşamayacağı kadar büyük O Sevgili, Yüce, Efendi ve Samed Güneş bizi idrak eder, biz de onu Ondan bize bir şefkat ve ilgi var Biz onu görürüz, o zâhirdir Tıpkı tecelli gibi ve kimse ulaşamaz ona Keyfiyet ve nicelik cisimlerin özelliği Burada ne cisim ne hal ne sayı var
No Comments