Fütûhât- ı Mekkiyye’den (c.18, s.279-281 arasından) birkaç tavsiye (müellif: Muhyiddin İbn Arabî, çeviri: Ekrem Demirli)

 

“Kardeşim! İnsanların kötülerinden olmaktan kendini muhafaza eyle. Böyle yaparsan insanlar senin dilinden çekinir. En kötü insanlar dillerinden korkulan ve çekinilen kimselerdir. Bu hususta kendini en iyi kendin bilirsin. Bir adam Hz. Peygamber’e doğru geliyormuş, Hz. Peygamber, o kendisine ulaşmadan önce adamın yöneldiğini görerek şöyle demiş: ‘Aşiretin oğlu ne kötüdür.’ Yanına vardığında ise yüzünde tebessüm görmüş, ona gülümsemiş. Adam ayrıldığında Hz. Aişe şöyle demiş: ‘Ey Allah’ın peygamberi! Sen adam hakkında söyleyeceğini söyledin, sonra yüzüne karşı tebessüm ettin.’ Hz. Peygamber şöyle cevaplamış: ‘Ey Aişe! En kötü insan şerrinden emin olmak üzere kendisine ikramda bulunulan kişidir.’ ‘(…); Eşinle arandaki sırrı izhar Allah katında büyük günahlardan biridir.’ Hz. Peygamber’in şöyle söylediği aktarılmıştır: ‘ Allah katında kıyamette en kötü insan eşinin sırrını izhar edendir.’ (…) Allah şöyle buyurur: ‘Allah’ın dışında puta tapanların taptıklarına sövmeyin, onlar da zalimce Allah’a söverler.’ (En’âm, 6/108)

“Kendi bakışını ve değerlendirmeni Allah’ın yaratıkları hakkındaki bilgisine tercih etme ve üstün tutma! Allah (dilediği kişiyi) Müslümanların işlerini deruhte etmesi üzere görevlendirir ve yönetici yapar. Bu itibarla yöneticiler ve valiler zalim bile olsalar, Allah’ın onlarda bilmediğin bir sırrı vardır. Allah’ın onlar vasıtasıyla uzaklaştırdığı kötülükler ve onlar vasıtasıyla meydana getirdiği hayır ve maslahatlar, zalim olduklarında bile, zulümlerinden daha çoktur. Buna rağmen insanlar genellikle kendi bakışlarını, Allah’ın yaratıklarındaki fiiline tercih ederler ve üstün tutarlar. Şeytan onlara gelir, haksız eleştirilerini idarecilerine yöneltmelerini sağlayarak onları görevlendirenin Allah olması nedeniyle doğruyla aralarına perde çeker ve Hz. Peygamber’in şu buyruğunu kendilerine unutturur: ‘Bir el itaatten ayrılır, emre ve ehline karşı koyarsa, şeytan o cemaate girer.’ (…) Allah Kur’an ile saptırmadığı kimseyi sultan vasıtasıyla saptırabilir. (…) Bir hususta düşüncesi olan herkesin bir nasibi vardır, fakat Allah’ın katında neyin bulunduğunu bilemez. (…) “

“Hayır söyleyip bir hayra vesile olduğunda, onu ilk yapan sen olmalısın. O hayrın ilk muhatabı olarak da kendini kabul etmelisin. Bu itibarla kendine karşı samimi ve ihlaslı davranmalısın. Böyle davranmak senin halini pekiştirir. Yaratılmışların gözü, sözünden daha çok, insanın fiiline yönelir. (…)”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked