“Gelenek” hakkında bilgili-görgülü olmanın eksikliği üzerine değerli bir yazı
Bizde maalesef entelektüel bilinen bazı insanlar bile bazı kavramlar hakkında cahil olduklarını kendileri bizzat izhar edebiliyorlar.
Mahmud Erol Kılıç bu günkü “Bir geleneği olmak 1” başlıklı yazısının (Yeni Şafak, 26.02.2017) başlarında böyle birinin durumunu aksettiriyor.
Yazar bu anısını paylaşmasının nedenini, gelenek kavramını ve bunun merkezinde bulunduğu konuyu “anlama” açısından şöyle ifade ediyor:
“Bu anıyı paylaşmamın nedeni İslami kesimde bazı yazar çizerlerin bugün dahi ne kavramı ve ne de konuyu hala anlamamış gözüküyor olmalarıdır. Dikkat edin sadece “Anlamak” diyorum, yoksa kabul etmek veyahut etmemeği kastetmiyorum. Bu zaviyeyi benimseyen olduğu gibi benimsemeyen de pek çok insan var ki bu tabiidir. İşin daha da ilginci ise Batı’da daha çok epistemolojik anarşist, militan devrimci, modernist, ateist ve statükocu bazı çevreler ‘Bu kavram dini çağrıştırıyor’ diye karşı çıkarlarken bizde ise dini bir geleneğe bağlı olduğunu ileri süren bazı yazar çizerlerin karşı çıkması kafaların ne kadar karışık olduğunu göstermektedir. Bizdeki karşı çıkışın yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibi iyi niyetli bir yaklaşımla ‘Anlama’ problemi olduğu kanaatindeyim. (…)”
Yazarın şu düşüncesini de aktarırsam, bu önemli yazıdan meraklılarını haberdar etme görevimi yerine getirmiş sayacağım kendimi:
“Geçen haftalardaki yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi eğer din eğitimimiz Gelenekte olduğu gibi, mesela Davud el-Kayseri gibi Molla Fenari örneğinde olduğu gibi önce metafizik eğitim alınıp sonra fıkhi konulara inme şeklinde bir süreç izliyor olsa idi böyle bir zihni parçalanma yaşamazdık.(…)”
http://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmuderolkilic/bir-gelenegi-olmak-1-2036451
No Comments