“Gerçekleştireceği bir işe sahip çıkmamış olana insan demiyoruz.”

 

İsmet Özel‘in İstiklal Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında “FERT, TOPLUM, YURT, MİLLET” başlığıyla çıkan 2 Rebiülevvel 1444 (28 Eylül 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=140&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alntılamalar (bunlardan ilki o yazının ikinci paragrafından bir cümlenin alıntısı olarak başlığı teşkil ediyor) bu yazıyı oluşturacak.

” Fert deyince aklımıza mücerret değil, muayyen bir insan gelir. Nereden geldiği ve nereye gittiği hakkında bilgimiz olan bir insandır fert. (…) Hâsılı,
insan teki tek başına değildir ve hiç öyle olmamıştır. Bir insanı dikkate değer saymamız içinden çıktığı toplumun neleri yapıp neleri yıktığına sıkı sıkıya bağlıdır. 

Ferdi anmamız bizi toplumu anmağa icbar ediyor. (…) Ortak dil insana aleladeliği terk etme ve harikuladeliği yakalama fırsatı veriyor. Bu yüzden sanatı olmayan insan topluluğuna toplum demekten çekiniyoruz. (…)

(…) Müstemlekecilik ne idiyse Avrupalıların oraların yerli halkına hissettirdikleri yurtsuzluk duygusuyla yerine oturmuştur.  (…)
Yurt ve vatan kelimelerinin birbirine tercüme edilebilir iki kelime olduğunu umursamadık. Ne yurdu umursadık, ne vatanı… Sonuç ne oldu? Yurdu umursayanlar kendilerine korunak sağlayan şartlar uğruna bir savaşın hazırlığına girişmedi. Vatanı umursayanlar siyaset sahasının değer üretmesi faaliyetine emek vermedi.

(…) Osmanlı devlet ricalinin güce tapma sapkınlığı kendilerine Batı’da gücünü müstemlekecilikten alan bir medeniyet yükseldiği sanrısını benimsetti. Yani bir ruh bozukluğunun yerine bir başka ruh bozukluğu yerleştirmek her iki ruh bozukluğunu da fark etmeğe engel oldu. (…)
 Toprakta özel mülkiyet yoktu. Gaza anlayışı birlikte bulunuş fikrine omurga sağlıyordu. Yani batılıların haberdar oldukları takdirde örnek alacakları toplum düzeni Avrupa kültürüne tuhaf bir şekilde âşina münevverlerin gözünde düşman olunacak eski düzen sayılmış ve Türkler Türklüğe savaş açmışlardı.

Kaynağı Kur’an-ı Kerîm olan bir dile Türkçe mi denilecekti? Denilmedi. Türkçe İslâm’dan ve dolayısıyla da Arapçadan uzak bir yerde bulunmalıydı. Bu tecrübe Türk milletine çok pahalıya patladı. Öz Türkçecilik şimdi elimize atsak atamayacağımız, satsak satamayacağımız bir dil bıraktı.  (…)
Türkçenin kurtuluşu Türk milletinin kurtuluşunun mütearifesidir.  (…)
Bizim bizden uzak oluşumuz kimin işine geldi, geliyor, gelecek? “

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked