Gökhan Özcan yazdı: “Arkamızdan kim itiyor?”
Bu değerli ve düşündürücü yazıdan alıntılar:
“Mesaimizin büyük bir kısmını hiç düşünmeden yıkıp geçmeye ayırıyor; sonra neden mâmur bir hayatımız olamadığını sorup duruyoruz birbirimize.
(…)
Yeryüzünün her yerinde kimlik numaralarının insanlardan daha güvenilir kabul edildiği bir zamandayız.
(…)
“Sanki kendimden başka güvenecek hiç kimsem kalmamış gibi hissediyorum” dedi biri. “Ben kendime de pek güvenemiyorum” dedi endişeyle diğeri.
(…)
Hiç kimsenin sahip çıkmadığı bir günahı, yoldan geçenlerin ayağına takılmasın diye gizlice katlayıp cebine koyan insanlar da var.
(…)
Yürürken ikide bir duraklıyor, “Bir şey mi düşürdüm?” diyerek kendi kendini tedirgin ediyordu. Çünkü tamam değildi, her geçen gün insanlığının bir parçası gerçekten eksiliyordu.
Hepimiz beşer olarak doğuyoruz; yürüdüğümüz onca yol, çektiğimiz onca çile, geçtiğimiz onca imtihan, gösterdiğimiz onca gayret, son nefesimizi ‘insan’ olarak verebilmek için!
(…)
“Hem pişmeye gönlü yok” dedi meczup, “hem çiğ kalmaktan muzdarip!” “
No Comments