H.B. Kahraman’a göre AK Parti, B.Yıldırım ve A. Davutoğlu

 

Hasan Bülent Kahraman’ın “Binali Yıldırım’ın şifreleri…” başlıklı yazısından (Sabah, 20.05.2016), başlıkta ifade ettiğim çerçevede yaklaşımının anlaşılması için, birkaç alıntı sunacağım.

“Binali Yıldırım’ın Genel Başkanlığa aday gösterilmesi, oradan Başbakanlığa geçecek olması Türkiye’de yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor.
Hemen belirteyim, Akparti’de ‘yeni dönem’ diye adlandırılacak asıl oluşum Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıydı. O yeni dönem şimdi tabaka tabaka önümüzde açılıyor. (…) Yıldırım da oraya koşulların bileşkesi olarak erişti.
Nedir onlar?
(…)
Yeni Başkanlık döneminde, şimdi Abdülkadir Selvi’nin ‘çok temiz ayrılıyor’ dediği Davutoğlu, ortaya çıktı ki, hâlâ eski sistemle muhakeme ediyor ve konumunu geleneksel bir Başbakanlık olarak görüyormuş. Oysa Binali Yıldırım bulunduğu konuma Başbakan’dan ziyade bir ‘Başkan Yardımcısı’ olarak geliyor.
(…) Adı konsa da konmasa da Davutoğlu, Erdoğan’la belki zıtlaşıyordu, bilemem, ama kesin olarak ayrışıyordu. Şimdi o çift kutupluluk ortadan kalkmış görünüyor.
(…) Şimdi Başbakanlığa gelişi ekonomi politikalarında önemli bir dönemeç alınacağının işaretidir. Bundan sonra bir kere daha büyüme eksenli, yatırım eksenli bir ekonomi anlayışına geçilecektir.
Üçüncüsü, gene Yıldırım’ın gelişinden çok Davutoğlu’nun gidişiyle ilgilidir. Biri pratik, diğeri ideolojik iki nedenden ötürü.
Pratik neden dış politikadır. On beş yıla yaklaşan süredir dış politikanın dümeninde Davutoğlu vardı. O konuda geldiğimiz yer ortada. Buna rağmen Davutoğlu siyasetinde değil herhangi bir değişiklik bir esneme bile göstermedi. (…) Dış politikada çok daha uzlaşmacı, pratik, değişen koşullara uygun adımlar atılacak.
İdeolojik nedeni de açıklayayım: bir kere daha anlaşıldı ki, Akparti’ye daha yatkın, uygun profil bu alanda Yıldırım’dır. Nedeni, Akparti’nin modernist, pratik, fonksiyonalist bir taban hareketine dayanmasıdır. (…)
Davutoğlu ise bu olguyu daha ideolojik, hatta daha doktriner bir çizgiye çekmeye çalıştı.
(…) Davutoğlu da Erdoğan’dan hele hele Gül’den daha fazla Akpartili/ Müslüman/ dindar olmak istedi, tabanı bu yönde bükmeye çalıştı.(…) Şimdi Yıldırım, hiç oralara girmeden, bir ‘merkez sağ’ siyasetçiymiş gibi bir politika sürdürecek.
(…) [Yazarın alıntılamadığım son cümlesi bu yazının devamının olacağına işaret ediyor. aa.]
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked