“Hüviyet Hakkındadır”
Abdülkerîm el-Cîlî‘nin İNSÂN-I KÂMİL isimli eserinin (Mütercim: Abdülaziz Mecdi Tolun, Yayına Hazırlayanlar merhûm Yrd. Doç. Dr. Selçuk Eraydın, Ekrem Demirli, Abdullah Kartal, İZ Yayıncılık, 4. baskı; İstanbul, 2015) Yirmialtıncı Bâb’ını oluşturan Hüviyet Hakkındadır başlıklı kısmından yer yer yapacağım bazı alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Hakk’ın hüviyeti, esmâ ve sıfâtının kâffesini nazar-ı itibara almak üzere zuhûru mümkün olmayan gaybından ibârettir.”
“Gûyâ hüviyet, vahidiyetin bâtınına (bâtın: zâhirin zıddı) işârettir. Burada ‘gûyâ‘ denilmesinin sebebi, hüviyetin isme, yâhut vasfa, veya na’ta (överek anlatmağa), yâhut mertebeye, veyâhut esmâ ve sıfât (isimler ve sıfatlar) itibârı olmaksızın mutlak zât’a ihtisâs (uzmanlık) yokluğundan dolayıdır. Belki hüviyet, cümlenin yolu üzere ve sebîli’l-infirâd (yalnız olmanın yolu üzere) bunların hepsine işârettir. Hüviyetin şe’ni butûnu ve gaybûbiyeti iş’ârdan (haber vermekten) ibârettir.
“Hüviyet” gâibe işârete konu olan “hüve” lafzından alınmıştır. Cenâb-ı Hak hakkında hüviyet, gaybûbet kavramıyla beraber esmâ ve sıfâtı itibar etmek üzere ‘künh‘ ve ‘zât‘a işâretten ibârettir. Aşağıdaki manzum söz bunun için söylenmiştir.
Tercüme: “Hüviyet, zât-ı Vâhid’in gaybıdır. / O hüviyetin meşhûd olarak zuhûru muhâldir / Gûyâ hüviyet, şe’n-i butûn üzerine vâki’ olan na’ttır. / Ve bunu da inkâr edecek kimse yoktur.”
Şurası da ma’lûm olsun ki: Bu isim Allah isminden ehassdır (en özel). “Hüve” Allah isminin sırrıdır. Görmüyor musun? “Allah” lafzı şekl-i mahsûs-ı hattîsı üzerine mevcûd oldukça, bunun manâsı vardır. Ve o manâ Hakk’a râci’dir. Allah lafzının harfleri fek olursa (bozulursa), kalan harfler de yine faydalı manâdadır.”
No Comments