Hz. Mevlânâ’nın Fîhi Mâ Fîh adlı eserinden bazı sözler
Fîhi Mâ Fîh, Hz. Mevlânâ’nın (1207-1273) Farsça kaleme almış olduğu bir eser olup merhûm Ahmed Avni Konuk (1868-1938) tarafından harf inkılabından önceki Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Merhûm Selçuk Eraydın (1937-1995) bu eseri günümüz Türkçesiyle yayına hazırlamıştır (1993). İçinden aşağıdaki sözleri aktaracağım eser 2009 tarihli 8. Baskısı yapılmış kitaptır (İz Yay.).
“Hak Teâlâ sana azîm kıymet takdir etmiştir. Nitekim buyurur: “Allah Teâlâ mü’minlerden nefislerini cihâda ve mallarını sadaka ve infâka sarfedenlere bi’l-mukâbele cennet i’tâsıyla (verme) müşterî oldu.” (Tevbe,9/111) Şiir (tercüme olarak): “Sen kıymetce iki cihânın verâsındasın (ötesinde); ne yapayım kendi kadrini bilmiyorsun” (s.17-18)
“Kıyâmet, cümlenin Hakk’a kulluk etmelerinden ve O’nun kulluğundan gayri bir iş yapmamalarından ibârettir. Ve onlar, İmâm-ı Ali (kerremallâhu vechehû) ve(r.a.) efendimiz hazretlerinin ‘Eğer perde açılsa benim yakînim (kesin bilgi) ziyâdeleşmez’ şerefli kelâmında işâret buyrulduğu üzere, bu ma’nâyı burada görürler.” (s.45)
“Bütün âlem nûra gark olsa, gözde nûr olmadıkça, aslâ o nûru görmez.” (s.54)
“Bu dünyâ ve ezvâk (zevkler), âdemin hayvâniyyet hissesidir. İnsan bunların cümlesini kuvve-i hayvâniyyesine (hayvânî potansiyel) verir. Halbuki insâniyyetten ibâret olan aslı za’f içindedir. Nihâyet, insan hayvân-ı nâtıkdır (düşünen ve konuşan hayvan) derler.” (s.54)
“Âdemin hayvâniyyeti Hak’dan ve insâniyyeti dünyâdan girîzândır (kaçıcı). Nitekim Hak Teâlâ buyurur: ‘Kiminiz kâfir oluyor, kiminiz mü’min…’ (s.55)
“(…) Böyle olunca sûreti gören kimse cemâd (donuk, taş gibi) demektir. O kimse ma’nâya yol bulamaz; her ne kadar sûretâ ihtiyâr ve yüz yaşında olsa da çocuktur, bâliğ değildir. Nebî (a.s.v.) Efendimiz ‘Küçük cihaddan büyük cihâda döndük’ buyurdular. Yani ‘Sûretlerin cenginde idik ve sûrî (sûret/görüntü ile alâkalı) düşmanlar ile cenk ediyor idik. Şimdi iyi havâtırın (hâtıralar, kalbe gelenler) kötü havâtırı mağlûb etmeleri ve vilâyet-i tenden (insan vücûdundan/varlığından) ihrâc etmeleri için leşker-i havâtır (hatıra gelen askerler) ile cenk edelim’ ma’nâsını murâd ettiler. Bundan dolayı ekber olan cihâd budur.” (s.55-56)
No Comments