“İçini Batı’nın doldurduğu dolmaları yutmamış bir tek İslâm Ülkesi var mı?”
KİMİN DÜNYASI başlıklı, 3 Cemaziyelahir 1446 (4 Aralık 2024) tarihli İsmet Özel’in yazısının (https:/www.istiklalmarsidernegi. org.tr) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Her şeyin bir yeri olmalı; her şey yerinde olmalı”. Bu cümlenin modern yapıya intibak etmeden önce feodalizmi yaşamış gayri-Müslim dünyada muhafazakârlığın temel şiarı olduğu söylenir. Aynı cümlenin Dünya Sistemi’nin önce Avrupa’da şekillenmesi ve akabinde kemikleşmesi gözönüne alındığında öğretici olduğunu da keşfedebiliriz.
Eğer ona medeniyet diyeceksek yapıntı (gerçek olmayan, gerçekmiş gibi düşünülen, tasnî) bir medeniyetin hâkimiyeti altında yaşıyoruz. Modern dünya bir yapıntıdır. Derme çatmalığı sebebiyle yıkılma korkusu çeken bir dünyada yaşamaktayız. “En iyi müdafaa hücumdur” hükmüne sıkı bağlılığıyla Batı’ya bir yapı kazandıran ülkeler hâlâ kendilerini içlerindeki zeki şahısların gerçeği farketmiş olmalarına rağmen Aydınlanma Çağı’nın hurafeleriyle savunuyor. Yani gelişmiş diye bilinen ülkelerde ırkçılık, İslâm düşmanlığı, müstemlekecilik, duyguya karşı aklın savunusu gibi Batı’yı Batı kılan değerlerin ateşi başta (yani en azından XVI. Hıristiyan yüzyılında) olduğu kadar harlıdır.
Rusya’ya karşı Ukrayna’yı, nasıl ortaya çıktıkları açıktan açığa bilinmeyen terör örgütlerine karşı İsrail’i destekleyen bir Batı ile iç içeyiz. Peki, ya Doğu nerede? İçini Batı’nın doldurduğu dolmaları yutmamış bir tek İslâm ülkesi var mı? Türkiye’de 1839 Tanzimat Fermanı’nı Britanya’daki Magna Carta ile eşdeğerde gören akademisyenler var. Devlet turizmin yeni sömürgecilik olduğunu, insan haklarının ancak Yahudi hakları seviyesinde kabul gördüğünü bilmezlikten geliyor. Batılı diye bilinen ülkelerin bazıları Netanyahu sınırları içine gelirse tutuklanacağını, diğer bazı başka Batılı ülkeler ise o şahsı ülkesine davet edeceğini belirterek hepimizi şaşkınlık içinde bırakıyor. Uzun sözün kısası galiplerin yazdığı tarih bütün milletleri eziyor ve israf ediyor.
Kimin dünyasında yaşadığımız bilgisinden sadece mahrum edilmedik, bu bilgi dolambaçlı yollarla Dünya Sistemi’nin kaymağını yiyenler tarafından gasp edildi. Dünya zaten hep böyle değil miydi? Eğer hep böyle olsaydı İslâm doğduğu dönemde tamamen etkisizleştirilir ve bu kadar büyük alana da yayılamazdı.
Yerküre üzerinde bütün ihanetlere ve sakarlıklara rağmen Türkçe’nin ve Türk hâkimiyetinin yürürlükte olduğunun harikuladeliğine dikkat çekmek istiyorum. Türk tarih sahnesine Küçük Asya veya Anadolu diye bilinen toprak parçasının gayri-Müslim kimlikten sıyrılarak Dar-ül İslâm karakterine kavuşmasıyla çıkmış ve bu saha bu karakterini şimdiye kadar korumuştur. (…) Toplum var oldukça yöneten-yönetilen farkı ve ilişkisi yerini koruyacaktır. Müslümanlar dünyada bu farkın ve ilişkinin insanın insanı istismarı noktasından azami derecede uzaklaşması noktasında mutabıktır.
Paçamızı hiçbir ütopyaya kaptırmayalım. Ütopyacılık temelini insanın insan tarafından istismarı üzerine atmış Batı’nın marifetidir. Thomas More’un ( İrlandalı şair Thomas Moore ile karıştırmayın) Ütopya adlı eseri üzerinde güneş batmayan imparatorluğun metropolünde 1516’da yayınlandı. Batı Roma’nın barbar akınlarıyla inkıraza uğramasının Avrupa toplumlarını feodalizme mâdûn bıraktığını biliriz. Bu, Doğu-Batı farkının ortaya çıkması demekti. (…) Dünyada bir hesaplaşma yok; çünkü Dünya Sistemi’nin metropolünü ele geçirme hevesine kapılmış bir güç yok. Rusya Dünya Sistemi’nin metropolü rolüne talip değil. Büyük yüzölçümüne rağmen Rusya varlığını idame ettirme telaşına kapılmış bir üçüncü dünya ülkesi konumundadır. (…) Aslında birinci, ikinci, üçüncü dünya tasnifine ihtiyaç duyan akıl çöpe atılacak derekeye düştü. Şunu bilelim: Türk Milleti millet olma vasfını ülkede karar alma seviyesine varmış insanların yönlendirmeleri sayesinde kazanmadı. Tersi oldu. Verilen kararlar muvacehesinde hayat mücadelesini göze alan insanlar gözden kaçırılan bir millî damarda kanın dolaşmasını sağladı. Türk milleti neyin nesi olduğunun bilincine varacak mı? Bekleyip göreceğiz.”
No Comments