İki gazete yazısı: düşünce, izlenim ve alıntılar

 

İlki Gökhan Özcan‘ın “Herkesin yaptığı şeyler” başlıklı yazısı. Bu yazıya dair düşüncem, izlenimim ve alıntılarım:

Gökhan Özcan, 24.09.2018 tarihli ve “Herkesin yaptığı şeyler” başlıklı yazısına (Yeni Şafak) Arthur Schopenhauer’ın şu sözünü aktararak başlamış: “Alışkanlık zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.” Ardından kendisinin dediği şu: “Bir şeyin meşru olarak kabul görmesi için, çok sayıda kişinin o şeyi hayatına katmış olması yeterli sayılıyor bugün. Bir tür sessiz ittifakla o şeyi tartışılamaz şeyler arasına katıveriyoruz.” “Oysa” diye başlayan cümlesi ise günümüzdeki bu olgunun tehlikesine vurgu yapıyor: “Oysa tarih boyunca toplulukların helakiyle sonuçlanan her gidişatın, o topluluklar içindeki çoğunlukların yanlışa ittifakla kapılması sonucunda yaşandığını biliyoruz.” “Bir tür kapılma hâli” dediği bu durumun “toplumsal vakumun kişisel muhakemeleri iptal ettiği bir sürüklenme” olduğu fikrinde yazar. Diğer bir ifadeyle, tesbiti şu: “İnsanî direnç noktalarımızın çöküşü, kurgunun gerçeği alt edişidir.” Bunun bir “toplumsal illüzyon” olduğunu düşünüyor yazar ve “bizi bu toplumsal yanılsamanın şuursuz ve dolayısıyla savunmasız bir parçası yapacağı” tehlikesine dikkat çekiyor. Bugün yapmakta olduğumuz şeylerin çoğunu yapmamızın gerekçesi, yazara göre, “herkes yapıyor!” Dediği şu: “Alışkanlıklarımızı, meşgalelerimizi, zevklerimizi, ihtiyaçlarımızı, sevdiklerimizi, sevmediklerimizi belirlerken ölçümüz çoğu zaman o ‘herkes’! ” Düşünelim yazarın üstünde durduğu ve ciddî bir tehlike ve yanlış, yanıltıcı gördüğü “gidişât” üzerine.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/herkesin-yaptigi-seyler-2047422

İkinci yazı Mevlana İdris‘in “Küçük şeyler” başlıklı yazısı (Karar, 25.09.2018). Bu yazının bazı bölümlerinden yaptığım alıntılar:

“(…) Yok efendim, sınav sisteminde bu ders kitaplarından soru çıkmıyormuş.
Vay efendim yardımcı ders kitapları daha iyi hazırlanıyormuş falan filan.
Çok mu zor, bütün bu bahaneleri tek bir kitapta telif etmek ve her kafada başka bir soru işareti doğmasını önlemek? (…)”

“Eğer ki ders aralarına teneffüs diyorsak, zaten sorun ortada! İki ders arasında nefes almak için ara veriyorsak, derste boğuluyoruz demektir. Bize, ders boyunca nefesimizi tutmayı öğrettiler.(…) Sistem artık bizi boğuyor, hâlâ nefes alabilenler arayış içinde. Yeni şeyler öğrenmemiz lazım! Ama nasıl? Nereden? Kimden? (…) Elbette birbirimizden. Hayatı bir okula dönüştürmemiz gerek. (…)”
http://www.karar.com/yazarlar/mevlana-idris/kucuk-seyler-8010

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked