İsmet Özel’in “Şiirle Keşfedilmiş Yerlere Taşınmak” başlıklı yazısından alıntılar
“Şiir neyi başlattıysa onun sonunu da getirdi. Bunu ister divan edebiyatının ömrü itibariyle isterseniz âşık edebiyatının nelere rağmen hayatta kalışıyla anlamlandırabilirsiniz. (…) Mekânın önce yurt, sonra vatan haline gelişinde baş rolü oynayan yine şiirdi. (…) Türklere zarafet verdiği için benimsenen yerler Türklerin sayıldı.Vatanlaşma istidadını ihtiva etmeyen toprağı Türk yurdu olarak hiçbir zaman bilmedik. (…) Bir Medine müdafaamız var; ama bir Mekke müdafaamız yok. (…) Bütün olan bitenin zemininde Türklerin Haçlı seferleri’ni bir münasebet bilip dar-ül İslâm’ı nereye kadar ilerlettikleri fikri var. (…) 1920’nin Misak-ı Millîsi Süleyman Çelebi’nin şiirle inşa ettiği sahayı işaret eder. (…)
Yerler vardır şiirin keşfiyle teşekkül etmiştir. Bu yerler Türk topraklarında belalardan silkinme dönemlerinde dikkat çeker. (…) Türk milletinin çobanından padişahına şair olduğu dillerdedir. (…) Anadilimize Türkçe dememizi yadırgatan havayı terk uğruna yüzyıllar geçirdik. (…) Kimliğini Yunus Emre’nin bu toprağın Homeros’tan itibaren su yüzüne çıkardığı gücüne dayanarak çizdiği yoldan edindi Türk şiiri. (…) Giderek şiirin dile ebelik etmesindeki harikuladelik müşahede edildi. (…)
Dünya şartları Türkleri öyle badireleri atlatmağa zorlamıştı ki şiirin divan edebiyatı kurallarını kendi başına terk etmesi kimseye küçültücü gelmedi. (…) Türk millletinin varlık endişesi İslâm’la hercümerç iken millet olarak Hristiyan kökenli batı düşüncesi kuşatması yaşadık. (…) Fikret ethos davası güdüyor, Cenab duygu yüklü bilgeliğe oynuyordu. Yani her ikisi de ortalamayı umursamaz bir tavırla güç gösterisi içindeydi. Şiir dünyamız birçok akım gördü; ama bunların hiçbiri akım olarak yön tayin edici değildi. (…) İkinci Yeni’ye ne devlet, ne de bir zengin kol kanat gerdi. (…)
Modern medeniyet kendini ciddiye aldırmak için dillerin evrimini gündemde tutmak ister. (…) Basitten bileşiğe bir evrim geçirerek bu güne gelmediyse başına neler geldi Türk dilinin? Bu cevabını bulmanın imkânı doğmamış bir sualdir. (…) İnsanlar bir dilin imkânlarını yetersiz buldukları için mi yeni dili benimsedi? Hayır, öyle olmadı. Olmasına imkân yoktu. Bir dilin devrini kapattığına o dilde eser verenler karar verir. (…) Sonuç şu veya bu sebeple şımartılmış birinin Nobel edebiyat ödülüne konmasına varacaksa insanlık kervanına katılma derinlikten sakındırılmış bir birikintiye övgü seviyesinde kalır ve öyle oldu.
(…) Yazının kendisi ona atfedilen ehemmiyeti sarsıyor. (…) Bir muamele görsün de ne olursa olsun diyenler yerkürede sürdürdükleri ömrü nimet bilenlerdir. (…) Türklerin modernleşme müddetince ömrü nimete değil mihnete dönük kaldı. Batı insanlık tarihinin en kara bir lekesidir. (…) Taşınmamız kaçınımazdır. Şiirle keşfedilmiş yerlere taşınmadığımız takdirde Türklük yaşayan bir gerçeklik olmaktan tecrit edilip bir ansiklopedi maddesi haline gelmekten öteye geçemeyecek.” İsmet Özel, 5 Zilkade 1441 (26 Haziran 2020) İstiklâl Marşı Derneği İnternet Portali, Üst başlık: “Pergelin Yazmaz Sivri Ucu”, Başlık: “Şiirle Keşfedilmiş Yerlere Taşınmak”
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=1817&KID=79
No Comments