İsmet Özel’in yazılarından sözler
“Bağımsızlık veya kurtuluş şöyle dursun Türk ordusu bir ‘millî marş’ da talep etmemiştir, bir ‘İstiklâl Marşı’ talep etmiştir.”
“Başkalarının hayatta buldukları anlama bilerek yabancı kaldım.”
“Üçünün birden, yani dilin, lisanın ve lügatin birbirlerine destek olarak mesafe kat eden bir akış biçimi vardı.”
“Dil bilinci bilhassa şair olmanın bana hasredilmiş bir yol olduğunu anladığım zaman rehberim oldu.”
“Mükemmel bir yolculuk. Dil insanı lisana, lisan da lügate sevk ediyordu.”
Gün battı mı gün biter. İslâm saatinin aslı budur. Biz Müslümanlar bize günü temin eden şeye değil güne eşlik eden şeye gün-eş deriz. Hayra dönük olmayan şeylerin alenen işlenmesini rahatsızlık verici buluruz. (…) Gizlenmeyeni güvenli buluruz. (…) Modernlik insana uygun hayat biçimini uygunsuz sayanların el üstünde tuttukları şeydir.
“Dil olmadan gündelik hayatı idame ettirmek imkânsızdı. Dilin bu yarayışlı tarafı çoğu kimseyi tatmin ediyordu. Çoğu kimse yarayışlı olanda donup kalanlardan müteşekkildi.”
“Dilin lisana varan yolu işaret etmesi ne demekti? Dili lisandan ayıran neydi? Lisan dildeki bu ifade imkânının ancak hangi kültür tabakasında canlı ve diri kalabileceği hususunun bir belirtisiydi.”
” Türklerin İslâm’ın tatbiki hususundaki hassasiyetleri III. Selim saltanatına kadar devam etti. O günden günümüze kadar batılı olan her şey taklidi zaruri bir model sayıldı. Ağzından veya kaleminden Türk müziği aleyhine bir kelime bile sadır olmamış Hasan Ferit Alnar’ı Mustafa Kemal’e tanıtmak isteyenler besteciyi harikulade Kanun konçertosu’ndan dolayı değil, Almanya’da orkestra yönetmiş olmasından dolayı tezkiye ettiler.”
“Tarih bizde Yavuz Sultan Selim’in ilk Osmanlı halifesi olduğu intibaını uyandırmıyor. Tam tersine Osmanlı hilafeti kafamızda II. Abdülhamid’le birlikte canlanıyor.”
“Hilâfetin insan oluşta vazgeçilmez bir yeri olduğunu akıldan çıkarmayalım. Osmanlı devleti olarak bilinen siyasi yapı millet içinde kızların korundukça değer kazandığı, erkeklerin cesaret kaynağı edindikçe istikamete sahip çıktıkları bir kültür doğurdu. Bu kültürden millet hayatı yok olma tehlikesiyle her karsılaştığında fayda gördü.”
“İnsandan isyan, ihanet, oyunbazlık, döneklik veya ne bakımdan olursa olsun umulmadık bir tutum sadır oluşuna hayret etmenin yerinde olmayacağına gönderme yapmak üzere ‘insanoğlu çiğ süt emmiştir’ deriz.”
“Sevgi çoğu insanda rahatlıkla kaprise dönüşür.
“XVIII. Hıristiyan asrının ‘Aydınlanma Çağı’ olarak adlandırıldığı kitaplarda yazılıdır. Fakat Avrupalıların hiçbir zaman aydınlıkla tanışmadıkları ise makbul kitapların bir tekinde bile yazılı olmadığını işin erbabı bilir.
“Batı’nın çöküşünden medet uman insanların son zamanlarda görülmemesi düşündürücüdür.”
“Dünyanın değiştiğini inkâra kimsenin gücü yetmiyor. Ancak Batı Medeniyeti çerçevesinde artık değişmenin gelişmeyi ve ilerlemeyi temsil ettiğini kimse iddia edemez oldu. Eğer değişme gelişme demek değilse, eğer değişme ilerleme demek değilse nedir? Türkiye ister istemez değişecek ve fakat bu ülkenin gelişeceği anlamına gelmeyecek.
“Türkçe konusunda bir kıskançlığımız yok; ama olmalıdır. Bunun yolu mekteplerde Türkçe bilgisinden sorumlu kişilerin çok sıkı bir tahsil görmelerinden geçer.”
“Allah’ın yardımı ancak bu yardıma kavuşmak gayesiyle topluca dua edenlere ulaşacaktır.”
“Bir Müslümanın zaruri olarak bilmesi gereken şey nâzil olan Kur’ân-ı Kerîm’in bütün insanlığa yeni bir hegemonyanın sunulduğu haberini verdiğidir.”
“İslâmiyet yeryüzündeki dinlerden sadece biri değildir. Dünyada insanların canını ve malını teminata bağlayan bir düzen vardır. Buna dar-ül İslâm diyoruz. İslâm’ın düzen tesis edemediği yerin adı dar-ül harptir. Orada kargaşa hâkimdir.”
No Comments